Advert
Advert
Atatürk’ün “MİM” Elemanı Urfa Hapishanesi’nde
Aşir Kayabaşı

Atatürk’ün “MİM” Elemanı Urfa Hapishanesi’nde

Reklam

Atatürk Ulusal Kurtuluş Savaşında İmparatorluk topraklarının her köşesinde savaşlar için koşturur, Urfa işgal altında iken Urfa’da Mutasarrıf Şehit Nusret, Binbaşı Ali Rıza Paşa, Mutasarrıf Ali Rıza ve Ali Saip Ursavaş vd. 12’ler ile çalışarak, Urfa’nın kurtuluşu için sürekli direktif vererek plânlamalar yaptırır.

    Ancak yurdun her yöresinde olduğu gibi Urfa’da durum çok karışıktır. Osmanlı taraflıları, II. Abdulhamid’in Hafif Süvari Alayları, İngiliz ve Fransızlar’ın yerel işbirlikçilerine karşı da mücadele verilmekteydi.

    “Memleketin daha kötü durumlara düşmesini isteyen İngilizler bu vatanseverce hareketi bilmiyorlar ve hissetmiyorlardı. O kadar fitneci, o kadar şeytan tanıdığımız İngilizler pek gafil bulunuyorlardı. Bununla birlikte memlekette bir de köhne dimağ ve zihniyette bulunan İtilâf Fırkası Aza ve Kulübü mevcut ve İttihat Fırkası’nı öldüreceğim diye memleketi ecnebi çizmelerin altında bırakıyordu.

      İngilizlerden çok bunlardan çekinmek daha doğru görünüyordu. Mustafa Kemal Paşa artık Sivas’a çekiliyor ve İtilâfçılar “İttihat hortladı” diyorlardı. Elaziz Valisi Ali Galip ve Malatya Mutasarrıfı Halil Rami Beyler İngilizler’in himayesine atılmak üzere, firar ederek birbiri arkası sıra, Urfa’ya geldiler. Mutasarrıfı zehirledikleri gibi eşrafı da zehirliyorlar ve İngilizler’e casusluk ediyorlardı.”1

    “İngilizler’e sığınmak için, birbiri ardından Bedirhanilerden Malatya Mutasarrıfı Halil Rami ile Elaziz eski valisi Ali Galip Urfa’ya geldiler.* Ali Galip, misafir olduğu İttihat ve Terakki Mensuplarından Şeyh Müslüm Efendi’nin evindeki sohbet sırasında ev sahibinin kendi düşüncelerine katılmadığını görünce sustu. Şeyh Müslüm Efendi, ertesi gün Ali Galip Bey tarafından İngiliz kumandanına, İngiliz siyaseti aleyhinde olduğundan bahisle şikayet edilerek, tutuklanıp Halep’e gönderildi.”2

     Böylesi bir zamanda Mustafa Kemal Atatürk Para-psikolojik yetilerinden sezinlediği tehdit, plan ve işgalleri boşa çıkarmak için, bir “mim” grubu kurar. Bu bir gizli örgüt değil sırdaşlar grubudur. 

       Atatürk, zamanla yakın arkadaşlarından bazıları ile ters düşerek, onların saray yanlısı olabileceğini düşünerek ki, bu durum ileride görülecektir. Çok özel konuları “sırdaş” ları ile paylaşır. 

       Örneğin; Deli Halit Paşa; “Mustafa Kemal ile Trablusgarb’da bulundukları süreden beri birbirlerini gayet iyi tanıyorlardı. Geçmişteki bu arkadaşlığında etkisiyle bu iki insanın ilişkileri ve mesaileri her zaman iyi olmuştur. Öyle ki bazen Karabekir Paşa’nın dahi haberi olmadan kendi aralarında değişik konularda haberleşmişlerdir.

       Mustafa Kemal ve Halid Bey, İstanbul Hükümeti tarafından asi olarak değerlendirilmişlerdir ve ikisi için de tutuklama emri vardı. İşte bu durum bu ikilinin arasını daha da pekiştirmiştir. Tabi bu arada kendilerini belki bir gün Karabekir Paşa, İstanbul’a gönderebilirdi... Özellikle bu fikir, Mustafa Kemal Paşa tarafından hep temkinli olmayı ve Deli Halid Beyi’de uyarmayı lüzumlu kılmıştır.

       Mustafa Kemal Paşa, Halid Bey’e diyor ki: “sen de ben de menkubuz. İstanbul Hükümeti bizi istiyor. Günün birinde Karabekir bizi tahtelhıfız İstanbul’a gönderebilir. İkimizin de istikbali aynı düşünmeye ve aynı çalışmaya bizi mecbur ediyor. Şu şifreyi al, icâbında Doğu’da vaziyete hâkim olmanı temin et. İcabında talimatı ve işleri sana yazarım.”3. Der.

       Bu sırrın, kaynağını Yüce Peygamberimiz Muhammed Mustafa’nın “kırklar meclisi”nden aldığını görüyoruz. Çünkü, bu “sır” sonucu itibarıyla inançsal olarak “kırklar” ın sırdaşlığını,   Kur’an-ı kerim ayetlerinin başında “elif, lam, mim” harflerinden (Ali Sırrı) almıştır.

      “Mim dediğimiz, Hz. Peygamberin simgesi olup “hayata mim penceresinden bakmalı.” Merhum Yaşar Nuri Öztürk; “Mim” Muhammedi, Ayn Ali’yi, Sin de Selman-ı Farisi’nin simgesi’dir.”4. der.     

    Mustafa Kemal Paşa da bu pencereden bakarak durumu sezinlediği için MİM sırdaş örgütünü kurmuş, bunlardan birini de Urfa’nın durumunu yakından talip etmek için göndermiştir:

   “Fransızlar köylü kıyafetinde bir adamın tutuklanmasını Mutasarrıf Ali Rıza Beye bildirdiler, hadiseyi Şanlıurfa Kurtuluş Savaşına katılanlardan Mestçi Ahmet şöyle anlattı: Ankara’da bir subay benden büyük Hacı Mustafa Hacıkâmiloğlu’nu sordu. Vefat ettiğini söyledim. Böyle bir kahramanın vefatına çok üzülerek dedi ki: beni Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) Urfa’nın Fransızlar tarafından işgal edilmesinden dolayı vaziyeti yakından öğrenmek için Urfa’ya gönderdi.

      Tanınmamam için köylü elbisesini giymiştim. Vaziyeti tetkik ederken, Fransız kumandanı haber almış, Mutasarrıf Ali Rıza Beye bildirmesi üzerine polisler beni tutukladılar.  Mutasarrıf Ali Rıza Beyi hapishaneye çağırdım. Dedim ki: buranın ahvalını öğrenmek için beni Mustafa Kemal Paşa Urfa’ya gönderdi. Ben Subayım, beni Fransız Kumandanına teslim etme, Beni kurşuna dizerler, beni serbest bırak, bu eşkâlde kimseyi bulamadım, diyerek Fransız Kumandanına bildir. Ali Rıza Bey: seni bırakırsam Fransız Kumandanı beni kurşuna dizer, görüyorsun işgal altındayız. Fransız Kumandanının emrindeyim, onun için seni bırakamam. Mutasarrıf Ali Rıza Bey beni hapiste bırakıp gitti. Ben Belediye Reisi Hacı Mustafa Hacıkâmiloğlu’nun Fransızlara karşı teşkilat kurduğunu öğrenmiştir.

      Hacı Mustafa Hacıkâmiloğlu’na haber gönderdim, hapishaneye geldi, durumu anlattım. Bir adam gönderdi. Mutasarrıf Ali Rıza Beyi hapishaneye çağırttı. Ali Rıza Bey geldi. Ali Rıza Beye: bırak bu adamı gitsin, bizim için Mustafa Kemal Paşa gönderdiği böyle vatanperver kıymeti bir subayı Fransızlara teslim ederek kurşuna mı dizdirelim?

    Ali Rıza Bey; ben Fransız Kumandanının emrindeyim, bu adamı serbest bırakırsam, bıraktığımı Fransız Kumandanı haber alır, beni kurşuna dizer. Hacı Mustafa bir adam gönderdi, beni pazardan bir köylü getirdi, köylünün elbisesini soydurttu, benimde elbisemi soydurttu, benim elbisemi köylüye giydirdi, onun elbisesini de bana giydirdi. Mutasarrıfa döndü, pazardan getirdiği ve benim elbisemi giydirdiği, köylüyü göstererek Fransız kumandanının istediği adam budur dedi. Birazda mutasarrıfa sert çıkıştı, beni serbest bıraktı.

     Büyük Hacı Mustafa Hacıkâmiloğlu bu şekilde hayatımı kurtardı. Benim elbisemi giyen köylüde Fransız Kumandanına teslim edilir, Fransız Kumandanı sorgu sual yapar, bu köylünün bir şeyden alakadar olmadığını anlayarak serbest bırakır.

     Fransızlar teşkilat kurulduğunu haber alırlar. Jandarma Kumandanı Ali Rıza Beyi Fransız karargâhına çağırırlar; kendilerine bir harp ilan edecek bir teşkilatın kurulduğunu Ali Rıza Beyden sorarlar. Ali Rıza Bey inkâr eder.”5

     Bu acı ve karamsarlık içerisinde halkın Urfa’yı boşaltarak göç etmeyi düşündüklerini belirten Urfa Müftüsü Hasan Açanal ve Urfalılar’a Mustafa Kemal şu telgrafı çeker:

      “Çok İvedi

        13. Kolordu’ya Urfa’nın yeni durumu hakkında bilgi verdim.

       Kolordu göndermekte olduğu bazı vasıta ve kuvvetleri ile orada mümkün olan tedbirleri uygulayacaktır. Göçe mahal yoktur. Halkın heyecanını teskin ediniz. Topraklarınızda kalarak teşkilatınızı genişletiniz. Mütareke hükümlerine aykırı her türlü haksızlığı protesto, gerektiğinde eylemle reddetmeniz kutsal ve kanuni hakların elde edilmesi için şarttır.

       Gereken önlemlerin alınacağını tebliğ ediniz.”6. (7 Mart 1920)

                                                                                          Mustafa Kemal

 

          Urfalılar şehri boşalttıktan sonra, tekrar dönebilirler miydi? Bilinmez. Ancak, şu bir gerçek ki, Mustafa Kemal Paşa bunu engellemeyle kalmamış, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda Urfa ile yakından ilgilenmiş, “10. Yıl Nutku’nda Türk gençliğine; “Dâhili ve harici bedhahların olacaktır” hatırlatması ile her türlü yardım ve planlarıyla Urfa’nın kurtuluşunu yönlendirmiştir.

***

1- Ali Rıza, “Afhada Yadiğâr Urfa Mücahadesi” ,Şanlıurfa İli Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı Yayınları No: 10, Şanlıurfa, 1995, s.18

2- Müslüm Akalın, “Millî Mücadele’de Urfa Anılar-Belgeler” ,Şanlıurfa Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Yayınları Tarih: 1, Urfa’nın Sesi Özdal Matbaası Tesisleri Tic. Ltd. Şti., Şanlıurfa, 2007, s.21

3- Gürsoy Solmaz, “Deli Halid Paşa” ,T.C. kültür Bakanlığı Yayınları: 1890, Ankara, 1996, s.51-52

4- Erdoğan Pamuk, 1Bir Kültür Demeti Makaleler” ,  HTC Ofset Matbaa Yayın Sanayi Dış Tic. Ltd. Şti., Ankara, 2017, s.89

5- M. Cemil Hacıkâmiloğlu, “Şanlıurfa’nın Kurtuluşu ve Gap Projesi” ,Güneydoğu Gazete - Radyo-TV Ofset Tesisleri A.Ş., Şanlıurfa, s.28-29

6- Hasan Açanal Urfa Müftüsü “Urfa Kurtuluş Mücadelesi Hatıratı” ,Şanlıurfa İl kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı Yayınları; 24,  Tisamat Basım Sanayi Ankara, 2001, s.52; Müslüm Akalın, “Mustafa Kemal ve Urfa’nın Kurtuluşu” ,Tarihi Sempozyumu 1985-1986, Şanlıurfa Belediyesi Kültür Yay,, 11 Nisan 1987, s.56-57-60; Baykal, B. Sıtkı, “Heyet-i Temsiliye Kararları” ,Ankara, 974, s.34

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı