Advert
Advert
Urfa’da Ahî Evran-I Velî Esnaf Örgütleri’nin Sancakları: I
Aşir Kayabaşı

Urfa’da Ahî Evran-I Velî Esnaf Örgütleri’nin Sancakları: I

Reklam

Türk Tasavvuf Erenleri’nden, Urfa’da saliklerinin zaviye, dergâh ve türbesi bulunan, Şah Ahmet Yesevî yolağı, Ahiyan-ı Rum grubu, inanç erleri’nden biri de Ahi Evran-ı Velî’dir. Günümüzde Urfa’da “Ahî Yaren Sohbetleri”nin bir versiyonu “Sıra Gecesi” ve “Ahi Duası” kültürel ve inançsal bir değer olarak fonksiyonlarını koruyabilmiş, devam etmektedir.

       Ancak, Urfa’da özgün halk inancı “ahırvan” yatırı değirmen ve “ahaveyn” camisi yok olmuş, Esnaf ve Sanat kollarına mahsus, İğdişbaşı’nın taşıdığı “sancak” ları ise bilinmezlere karışmıştır.  

      Peki, bu sancakların bulunduğu Türbe nerede idi? Bu konuda Urfa’da şu tespit konuya ışık tutmaktadır. “Debbağhane; Şehir merkezindedir. Yıkılan türbenin kaybolmaması için üzerine bir şadırvan inşa edilmiştir.”1

     “Ahilerin bir iftihar edecek şeyleri var. O da yeşil bir sırık üzere bir eski deriden bayraklarıdır.”2

       “Kanunî Sultan Süleyman’ın iteatsizlik gösteren kapıkulu askerine karşı debbağları anarak tehdit ettiği rivâyet edilmiştir. Evliya Çelebi’ye göre, İstanbul’da debbaghanede 5000 kadar debbağ vardı.

     1691 esnaf alayında ilkin “sarrachâne ahîleri” bayrak kaldırdılar. Kırşehir’de Ahî Evren (Evran) tekkesi post-nişîni (şeyhi) tüm imparatorlukta her şehirde ahîlerin reisi sayılan ahî babalara icazetnâme göndererek makamlarını onayladı.

         Abdallar; “Biz ol şâh-i velayet ve kutbu’aktâb-i temâmetün leşkeri ve kullarıyuz ve yedileri ve üçleriyüz ki Abdalân-ı Rûm.”3. Biliniriz, derler.

       Bu tespitten de açıkça anlaşılacağı gibi günümüzde Mevlid-i Halil zâviyesi haziresindeki en eski mezar taşının kitabesi M. 1590’lı yıllar olup, bu mutasavvıfın adının ise “Abdal Mukammed” olması dikkat çekicidir.

    Ahîler’e gelince Urfa’da yaygın bir Ahî kültür ve inancuı yaygın olup, meşrep olarak, inançsal açıdan ehlibeyt bendeleri olup, bayraklarında Allah, Muhammed Ali ve Hasan-Hüseyin’in adlarının bulunması muhtemeldir.

      Ahî “yaren sohbetleri” ile Alevî-Bektaşî “ayin-i cemi” nde okunan Türkçe deyiş, nefes, gülbank, duaz, mersiye, gazel, müzik ve şiir ve alın teri kazancın eşit paylaşıldığı muhabbet meclisinde Ahî Evran-ı Velî’nin; “Elini, kapını ve sofranı açık tut”, Hacı Bektaş-ı Velî’nin ise; “Elimizde yoktur, okka terazi, herkes hakkına odlumu razı” sofra duası, aynı ortak kültürel ve inançsal değerler olarak Urfa “Sıra Gecesi” ninde alt yapısını oluşturduğu bilinmektedir.

      Prof. Dr. İbrahim Aslanoğlu “Ahilik ve Alevi-Bektaşiliğin ikisi de bir tasavvuf yolu olup ikisi de Hz. Ali’ye bağlıdır. Bu yüzden arada büyük bir fark yoktur. Bunun kanıtı, Alevi cem törenlerinde okunan dualar ve çekilen gülbanklarla, Ahilerin çırak çıkarma törenlerinde okunan dualar ve çekilen gülbankların hemen hemen aynı olmasıdır.”4 der.

      Dr. Ali Tenik; “Araştırmamız esnasında meşhur Urfa Sıra Gecesi ile Ahi Yâren Sohbetleri’nin çok yakın ilişkilerini tespit ettik. Urfa halkınca, Sıra geceleri tâ Hz. İbrahim’den (a.s.) günümüze gelen mahalli bir gelenek olarak biliniyorsa da. * yaptığımız araştırmada Sıra Gecesinin Ahî Yâren Sohbetlerinden etkilendiği daha kuvvetli kanıtlara dayanmaktadır.”5 der.

      “X-XVI. Aşıran itibaren başlayan bozulmaya rağmen teşkilâtın güçlü bir yapıya sahip olduğu, köylerdeki müsatakil misafir odaları, yaren teşkilâtı ve bazı şehirlerde yapılan “sıra gecelerei” gibi sosyo-kültürel olgularda izlerinin günümüze kadar devam etmesinden anlaşılmaktadır.”6

      Çünkü, Anadolu’nun İslamlaşmasında alın teri kazancı en kutsal değer olarak kabul eden Ahiyan-ı Rum Grubu inanç eri Ahî Evran-ı Velî ve Kadın-Erkek eşitliğini öngören Bacıyan-ı Rum Grubu inanç eri Hacı Bektaş-ı Velî yolağının;

      Ahi Yaren sohbetleri’nde, “La fetâ İlla Ali La Seyfâ İlla Zülfikâr”, Urfa Sıra Gecesi’nde; “Yarab dür eyleme bizi Evlad-ı Âli’den- Biz onların bendesiyiz Kalûbeli’den”, Alevi-Bektaşi Ayin-i Cemi’nde ise “Allah Muhammet Ali” duazlarında aynı tema işlenir.

      Aslında “yol bir sürek bin bir” deyiminde olduğu gibi bu ortak kültürel zenginlik her üç gecesinin cuma gecesi yapılması ve gecedeki müzik doğrudan doğruya Türk inanç ve kültüründen kaynaklanmakta olup, okunan deyiş, nefes, mersiye, fütüve ve gülbank Türkçe dua anlamındadır.

      Bu nedenle sıra gecesi açılışında; “İhvanlar doldurdu yine Eyvanı - Sazlarda çalınır                                                     Urfa divanı…” Dizelerindeki “ihvan” sözcüğü, Ahî’nin “yol, ahret kardeşi”ni, Alevi-Bektaşilik’te ise “musahip kardeşleri” ,diğer bir ifadeyle yol ve ahiret kardeşlerini (ölmeden ölmek inancını) ifade eder.*”

      Ahilikte önemli bir diğer inançsal kültür ise dua olup, Horasan Erenleri’nden Ahi Evran-ı Veli’nin, Ahi Kültürü’nün yaşatıldığı Urfa’da her sabah Sipahi Pazarı “Ahi Duası” okunarak açılmaktadır.

      Özetle, bu duada “ölçüde hile yapmayın, tartıda hile yapmayın, kalitesiz malı kalitelidir diye satmayın, kefili olmamadan mal vermeyin” uyarıları ile Ahîlik ticari ahlak kuralları vurgulanır. Ayrıca, yılda bir defa da olsa bu teşkilat bir tören, merasim yapmaya kalktıklarında kendi iş kollarını simgeler bayrakları vardır.

      Bunun yaptırım gücü ise esnafın denetlenmesinde ortaya çıkar. İğdişbaşları’nın çarşı denetlemesinde, ayakkabıcı esnafından herhangi biri, kalitesiz mal üretmiş se, hemen “papucu dama atılır” ve hiç kimse bir daha ondan alışveriş etmez.

       Ahîliğin yoğun olduğu diğer kentlerde olduğu gibi Urfa’da da Ahî şeyhi debbağcı esnafından idi.

    “Urfa’da Ahi kültürünün inançsal izi olan “Ahırvan” adlı yatır ise Ahi Evran- i Veli’nin adına izafeten bu ismi almış, Debbağlık sanatının başlatıldığı yer olarak karşımıza çıkmaktadır.

      Bugün Urfa’da Debağhane kahvehanesi’nin batı kapısı önünde ise 1925 yılında yıkılan bir türbesinin üzerindeki bir hayrat su çeşmesi (şadırvan)’ ndeki kitabede: “Ahi Evran-ı Velî saliklerinin işte birisi - Tabakhanenin üstadları bir birinin el-hak…” dizelerinde;

       Halk içinde şöhreti “Şeyh Muhammed Horasanî” olan bu zat hakkında, “Ahi Evran Salikleri” ibaresi, Urfa’da birden fazla Ahi Evran salikinin varlığına; “Horasanî” nitelendirmesi de Horasan Ocağı’ ndan Ahi Evran’ın yolu, yoldaşı ve ihvanlarına dikkat çekmektedir.

      Ancak, bütün bunlara rağmen Urfa’da “Muhammed Horasanî” türbesinden alınan ve bizce Urfa’daki her sanat kolunu ayrı ayrı simgeleyen 5 adet Ahi “sancak”ları, Dergâh Camii avlusunda Dede Avnî Veli’nin türbesinde koruma altına alınmıştır.

      Fakat, bu konuda Ahî Evran-ı Velî’yi anımsatan herhangi bir bilgi yoktur. Oysaki, tarihsel ve inançsal gerçeklerin korunması ve dünya kültür mirasına aktarılması kadar önemli bir değer yoktur.

     “İl gider töre kalır.” sözünde olduğu gibi Urfa’da Ahî dergâhları ve sancakları da böylece bilinmezliklere itilmiştir. 

     İşte bu bilinmezliklere ışık tutmak için, Dede Osman Avnî Velî türbesinde çürümeye yüz tutmuş 5 adet Ahî Meslek Kollarının sancakları, Şanlıurfa İli Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı ile Tarih Arkeoloji Sanat ve Kültür Mirasını Koruma Vakfı’nın duyarlı girişimleri ile bu sancaklar aslına uygun bir mekânda Urfa insanının bilgi ve görgüsüne sunulmakla tarihi ve vicdanı görev yerine getirilir.

     Bu duygu, düşünce ve beklentiyle duyarlı olan ilgililere teşekkür eder, saygılarımı sunarım.  

                                                                                                                             *****

1- Haz: Yrd. Doç. Dr. A. Cihat Kürkçüoğlu - Müslüm Akalın  - Öğr. Gör. S. Sabri Kürkçüoğlu - Selahaddin E. Güler, “Şanlıurfa Uygarlığın Doğduğu Şehir” ,ŞURKAV Yayınları:  27, Ankara, 2002, s.331; Bu yukarıda sözü edilen Ahî saliki Muhammed Horasanî Türbesidir.

2- Prof. Dr. Mikâil Beyram, “Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla Ahi Evren-Mevlânâ Mücadelesi”, Nüve Kültür Merkezi Yayınları: 107, Konya, 2012, s.35; Evliya Çelebi Seyahgat-nâme, I., 494-495  

3- Halil İnalcık, “Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet”, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2018, s.48-90

4- Prof. Dr. İbrahim Arslanoğlu, “Anadolu Halk Hareketleri ve Günümüze Yansımaları”, Gap Bölgesinde Alevi Bektaşi Yerleşmeleri ve Şanlıurfa Kültür Mozayiğinde Kısas”, Cem Vakfı Kısas Yayınları:3, İstanbul, 2007,s.35    

5- Dr. Ali Tenik, “Geçmişten Günümüze Şanlıurfa’da Dinî Hayat”, Editör Prof. Dr. Yusuf Ziya Keskin, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2011, s.317; Günümüzde Urfa Sipahi Pazarı Cuma günleri her sabah “Ahi duası” ile açılmaktadır; Ankara’da “Ak Elven” Tekkesi vardır. Bu kelimenin halk etimolojisine maruz kalanlardan biri olduğu anlaşılıyor. Kelimenin aslı Ahî ve Eren kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuş olmalı. Eren Aziz demektir; ahî ise Arapçada kardeş anlamına gelir.” (F.R. Haslok, “Bektaşîlik Tetkikleri”, s.69) 

6- Dr. Mehmet Saffet Sarıkaya, “XIII-XVI. Asırlarda Anadolu’da Fütüvvetnamelere Göre Dinî İnanç Motifleri”, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları:2800, Ankara, 2002, s.40

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı