Türkiye Cumhuriyeti 1937 yılında çıkarılan bir kanunla Urfa Ceylanpınar Devlet Üretme Çiftliğini ekonomimize kazandırırken, 2004 yılında da etüt çalışmaları yapılan “Tek Tek Dağları” Milli Park ilan edildi.
On yaşlarımda çocukluk yıllarımın geçtiği, Tektek Dağlarında kuzu çobanlığı yaparken gözlerime nakşedilmiş, endemik bitki türleri ve binbir renk çiçekler hala gözlerimin önüne gelir hayal ederim.
Mardin’in güneyinde konar göçer Türkmen boy, oba ve oymaklarının yaylağı Malatya “Yama Dağları”nı, merhum Ali Kızıltuğ türkü formatında dile getirerek, gönlümüzü coşturur. Biz Kısaslılar’ın ise yaylağı “Tek Tek Dağları” dır. Bu konuda “Köroğlu, Esemoğlu ve Kuloğlu” adlı eserimizde ezgisini Aşık Safaî’nin seslendirdiği “Esemoğlu Destanı” na dikkat çektik.
Ancak, Tek Tek Dağları’nda kuzu çobanlığı yaptığım dönemde gördüğüm, duyduğum, hissederek coştuğum koyun-kuzu meleşmeleri, at, merkep kişnemesi ve ciritlri, havada uçan yer kuşlarının ötüşü, binbir renk çiçekler, sarnıç ve sünüh vd. “Kısaslıdır Bizim Aslımız” adlı tarihî, tasavvufî ve sevgi şiirleri adlı kitabımdaki, Tek Tek Dağları şiirimi de sizlerle paylaşmak isterim.
TEK TEK DAĞLARI *
Geldi yine baharı
Koca Harran’ın
Kuzuladı koyunları
Kuruldu Tektek dağlarına
Kıl çadırları Kısas’ın
Prefabrik bir evdir
Sanki şimdi Çesirler
Alabildiğine meleşiyor
Körpe kuzular
Cirit atıyor ovada
Atları Türkmen‘in
*****
Ocağının dumanı
Yüce tütüyor
Beş yüz koyun deveyle Atlar ve öküzler yorgun
Mağasi’lerde şimşek çakıyor
Ebemkuşağı gündüz
Gümüş aydınlığı gecelerde
Zühre yıldızı gibi
Türkmen kızları
Sürülerini beklerdi
Mısta Alaağa’nın…*
*****
Cem olmuş erenleri
Karacadağ’da…
Elinde mızrabı,
Doksanda on
Sazının teline dokunmakta
Semaha kalktı ceylanlar
Duaz-ı İmam okunmakta!
Herkes “eline diline beline”
Sahip olsun dedi Baba
Türkçe çalındı saz
Türkçe söylendi söz
Okundu tüm dualar
Cemaatle
Şölen var
Kardeşçe paylaştırılır, nimet
“Duz ekmek olmak“ için
Döğüş kavga kin nefret
Yok olup gitmiş
Eriyen kar gibi
Dağ yamaçları
Papatya, menekşe,
Datlıdamak, Kınebir, İbriğboğazı,
Çiğdem çiçeklerle süslenmiştir
Şimdi...
Senemağar’ın
*****
Gökyüzü Turkuaz bugün
Yine deli akıyor Kötüçay
Suları dupduru durgun
Toprağı tozuyor
Çataltepe’nin
Cirebe yolu ki,
Adem’in çift sürdüğü yer
Altın sarısı başaklar
“İbrahim Halil Bereketi”
Ekin tarlalarında
Süs için göğsüne takmış
Yağlıcayı
Türkmen kızları
Üzüm topluyor
Kısas’ın bağları’nda
*****
Mamoş* Tepedeki yücelik
Yürekleri çatlatmış
Çatal Tepe’de
Toprak hasedinden kızarmış
Kızlar Tepe’de şenlik
Sofralar serilmiş
Köy meydanlarına
Canlar kaşık çalıyor
Bismillahla
Siftahtan
Aşure çorbasına
*****
Diphisar kalesi ırak
Somıttar’da yel
Silmiş süpürmüş toprağı
Yer Gök
Arı sili
Yağmur suyu kadar saf
Senemağar’da
Gökyüzü kızıl
Sünüh’ler ayna gibi parlak
Gönüller sevgi yumağı
Yüzler ak
Menengiç ağaçlarındaki
Çekirdek
Ayn-a ruz çiçeği olmuş
Curcup’ta
Yılkı atları suya dalmış
Mayalar katar katar
Abdülaziz Dağlarında
Dede-Kargın geyikleri
Sürmeli ceylan olmuş
Ceylanpınar’da
*****
Öğür öğür öğürüyor
Öğürük
Yerlere sürüyor göğsünü
Kığırlık
İbibik işaret ediyor
Bıttım dibindeki sürüngeni
Tavus kuşu kabarmış
Keklik* sekerek kalleşlik ediyor
Hemcinsine
Tuzak üstüne tuzak
Kırlangıç karalar giyinmiş
Yasta
Yusufu tutan kuyu başında
Şahitlik ediyor
Bu ihanete
Hele Zakzuk’ta
Kurmuş isen konağı
İçene ab-ı hayattır inan
Sarnıç suları
Her ne arar isen hep tabii
Hep doğal
Kısas’la kurulmuş düzen
Güçlü güçsüz
Haksız zorba
Hiç ayrıcalığı yoktur
İnsanın Orda
*****
On iki imam aşkına
On iki bende bölündü
Culap
Göz göz, kıvrım kıvrım
Akıyor sular
Ot biten Mağasi de
Koyunlar çift kuzlamış
On iki direkli çadırda
Çesirler közler dolu
Kuzular meleşiyor
Firuz Beğimiz
Nerde?
*****
Adem’in
Çiyanla arkadaşlığı var ya
İnsan insanı yerken dünya'da
Tektek Dağlarında
Daha eftaldir doğa kanunu
Kalleşlik bilmez
Köroğlu’nun, Esemoğlu’nun
Kahramanlık türküleri okunur
İlk günkü gibi
Orda ne bir
Bolu Beği var
Ne Mehmet Ağa
Harran Ovası’nda
Kısas’ta
Aşir KAYABAŞI
NOT: Şiir dizelerindeki sözcükler yörede yerel şiveyle halen konuşulan kelimelerdir. Ayrıntı dipnotlar “Kısaslıdır Bizim Aslımız” isimli kitapta yer almaktadır.
* Tektek Dağları; Şanlıurfa’nın kuzey-doğusundan Suriye topraklarına uzanan dağ silsilesi, (Kemal Kapaklı, “Urfa Hakkında Salname 1927”, s.10-44); Çadır içerisinde çit çekilmiş bir bölüm. Kuzuların soğuktan korunması için yapılmış özel bölüm. Körpe; Yeni doğmuş kuzu yavrusu, Kuzulamak; Koyunların kuzu doğurması. Cirit; At üzerinde oynanan oyun, yarış.
* Mısta Alaağa; Alaağa Mustafa, Beğdili Türkmen Boyu’nun, Şarkevli Oymağı, Alaalar Obasına bağlı Kısas’taki bir aile reisinin adı. Mağasi; Tektek dağlarında yamaç arası. Sürü; Koyun, keçi, at ve deve sürüsü
* Doksandaon;Kısaslı Aşık İsmail Kondu’nun mahlası. Mızrap; Tezene, * Hacı Bektaş-ı Velî’nin “Eline, beline ve diline sahip ol” öngörüsü zahiri anlamında “el, bel ve dil ” anlamındadır.
* Duz ekmek olmak; Türk Töresi’nde vefakârlık anlaşması, * Şölen; Kara Kazanda pişeni eşit paylaşma ziyafeti. Datlıdamak, Kınebir, İbrikboğazı, Papatya, Menekşe, Çiğdem, Çalık; Otsu çiçeksi bitkiler. Senemağar; Sanem mağarası, put mağarası. Tektek dağlarında ilk çağlardan kalma antik bir yerleşim birimi
* Turkuaz; Gök mavisi.* Kötü Çay; Kısas’ın 5 km güneyinden akan bir dere, Çataltepe; Kısas’ın 2 km. güneyinde antik bir höyük, Cirebe; Kısas’ın 10 km. güneyinde bir köy. Yağlıca; Somurulonca tatlı bir tad veren gülkurusu renkli otsu bitki.
* Mamoş Tepe; Kısas’ın kuzeyinde bir höyük tepe, Mamaşa Tepesi (Mehmet Şah Tepesi) köyde türbesi bulunan Harzem Şah Mehmet’in Tepesi; Aynur Özfırat, “Eskiçağ’da Harran” , s.32;
* Çataltepe; Kısas’ın güneyinde eski bir höyük tepe, yerleşim birimi köy. Çatal yürek; Yürekli, cesaretli yiğit, Sünüh;Kaya üzrine yağmur sularının biriktiği küçük, su oyuğu.*Kızlar Tepe; Kısas’ın doğusunda bir höyük tepe.
* Diphisar, Somıttar ve Senemağar; Tektek dağlarında, Kısaslı’ların göçere çıktıkları yörede antik yerleşim yerleri. Sünüh; Kayalardaki oyuklarda yağmur sularının biriktiği oyuk. Arısili; Tertemiz, Ceylanpınar; Şanlıurfa’nın bir ilçesi.
* Ayn el-Arus; rivayete göre İbrahim Halil Peygamber’in sara ile evlendiği yer, (gelin gözü) suyu üzerinde curcup deresinde biten bir çiçek. Menegiç Ağacı; Tektek dağlarında aşılandığında fıstığa dönüşen meyvesi kabuklu ağaç. Maya; Hörcüklü deve.
* Abdülaziz Dağları; Mardin- Kızıltepe yöresinde Dede Garkın’ın geyik çobanlığı yaptığı dağlar; Hamza Aksüt, “Anadolu Aleviliğinin Sosyal ve Coğrafi Kökenleri” ,s.61.
* Dede Kargın; Mardin Abdülaziz dağlarında geyik otlatan Horasan Ereni. Ayn-a ruz çiçeği; Ayn el- Arus, curcup çayı su üzerinde yetişen çiçek. Ceylanpınar; Şanlıurfa’nın bir ilçesi
* Öğürük; Öğür öğür öğürerek öten ve Kısa köyü bağlarında üzüm tiyengi üzerinde yuva yapan bir kuş. Kığırlık; Yerde yuva yapan yer kuşu. İbibik; Şububup, Bıttım; Tektek dağlarında bodur ağaç. Yusufu Tutan; Yakup peygamberin oğlu Yusuf’un kardeşleri tarafından kuyuya atıldığını ötüşü ile dile getirdiğine inanılan bir kuş.
Zakzuk; Tektek dağlarında bir yerleşim birimi. Sarnıç; Kayalara oyularak içme suyu toplanmasına yarayan havuz, su deposu. Senem; sevgili, put mağarası
* Firuz Beğ; Halk arasında hayrat sahibi Firuz Bey diye tanınır. Ancak ne yazık ki, Urfa kaynaklarında hakkında yeterli bilgi yoktur. (Mahmut Karakaş, “Şanlıurfa ve İlçelerinde Kitabeler” ,s.187) der; Ancak, Gaziantep kaynaklarında; Urfa Culap mıntıkasında yerleşik Beğdili Türkmen Boyu’nun Beği’dir; (Ali Şahin, “Güney Anadolu’da Beydili Türkmenleri ve Baraklar“ ,s.18-20).
* Çesir-köz; yeni doğmuş koyun ve keçi yavrularının soğuktan korunması içen çadır içerisinde yapılmış özel bir bölüm.