Advert
Advert
Urfa’da Ahî ve Alevi - Bektaşi kültür, sanat ve inancı:
Aşir Kayabaşı

Urfa’da Ahî ve Alevi - Bektaşi kültür, sanat ve inancı:

Reklam

Urfa tarım şehri, Urfa tarih şehri, Urfa kültür şehri, peygamberler şehri Urfa, Horasan Erenleri şehri Urfa, ancak Urfa’nın  bu erenleri konu alan bir tarihi yapıtı ortada olmadığı gibi, bu tarihlerin kültürel izleri de gittikçe yok olmaktadır.     

      Horasan Erenleri’nden, Urfa’da zaviye, dergâh ve türbesi bulunan, Ahmet Yesevî yolağı, Ahiyan-ı Rum grubu, inanç erleri’nden bilineni Şıh Mesut “Dede-i Horasanî” ve Ahî saliklerinden Debbağhane kahvehanesi önünde türbesi bulunan Şıh“Muhammed Horasanî’ dir.

     Günümüzde Urfa’da “Ahî Yaren Sohbetleri”nin bir versiyonu Urfa  “Sıra Gecesi” ve “Ahi Duası”  kültürel ve inançsal bir değer olarak fonksiyonlarını koruyabilmiş, devam etmektedir.

    Ancak, Urfa’da özgün halk inancı “Ahirvan” yatırı değirmen ve Evliya Çelebi’nin sözünü ettiği “Ahaveyn” camisi yok olmuş, Esnaf ve Sanat kollarına mahsus, İğdişbaşılar’ın taşıdığı “sancak” ları ise bilinmezlere karışmıştır.    

    Ahî “yaren sohbetleri” ile Alevî-Bektaşî “ayin-i cemi” nde okunan Türkçe deyiş, nefes, gülbank, duaz, mersiye, gazel, müzik ve şiir ve alınteri kazancın eşit paylaşıldığı muhabbet meclisinde Ahî Evran-ı Velî’nin; “Elini, kapını ve sofranı açık tut” , Hacı Bektaş-ı Velî’nin ise; “Elimizde yoktur, okka terazi, herkes hakkına odlumu razı” sofra duası, aynı ortak kültürel ve inançsal değerler olarak Urfa “Sıra Gecesi”nin de alt yapısını oluşturur.

      Prof. Dr. İbrahim Aslanoğlu “Ahilik ve Alevi - Bektaşiliğin ikisi de bir tasavvuf yolu olup ikisi de Hz. Ali’ye bağlıdır. Bu yüzden arada büyük bir fark yoktur. Bunun kanıtı, Alevi cem törenlerinde okunan dualar ve çekilen gülbanklarla, Ahilerin çırak çıkarma törenlerinde okunan dualar ve çekilen gülbankların hemen hemen aynı olmasıdır.”der.

    “Tasavvuf müziği denilen dinsel müzik ise, özellikle tasavvufa dayanan ve müzik ile dinsel ayini birleştiren Mevlevilik, Bektaşilik tarikatlarının doğmasıyla önem kazanmış ve yaygınlaşmıştır.

       Bu tarikatlardan müzik eşliğinde sema ve semah, yani raks/dans etmek, bir yönüyle dinsel ögeler taşıyan Ahi örgütlerinde de görülmektedir.”

     Prof. Dr. Yusuf Ziya Keskin “Urfa’da Dini Hayat” isimli yapıt da; “Araştırmamız esnasında meşhur Urfa Sıra Gecesi ile Ahi Yâren Sohbetleri’nin çok yakın ilişkilerini tespit ettik. Yaptığımız araştırmada Sıra Gecesinin Ahî Yâren Sohbetlerinden etkilendiği daha kuvvetli kanıtlara dayanmaktadır.” der.

       Anadolu’nun İslamlaşmasında alınteri kazancı en kutsal değer olarak kabul eden Ahiyan-ı Rum grubu inanç eri Ahî Evran-ı Velî ve Bacıyan-ı Rum grubu inanç eri Hacı Bektaş-ı Velî yolu ve Ahi Yaren sohbetleri’nde, “La fetâ İlla Ali La Seyfâ İlla Zülfikâr” ,Urfa Sıra Gecesi’nde; “Yarab dür eyleme bizi evlad-ı Âli’den - Biz onların bendesiyiz Kalûbeli’den”, Alevi-Bektaşi Ayin-i Cemi “Allah Muhammet Ali” duazı'nda aynı tema işlenir.

   Alınteri kazancın ortak paylaşım, İbrahim Halil Peygamberin Sofrası simgesi, bu gecelerde Alevi-Bektaşi ceminde herkes evinden yiyecek getirir. Urfa Sıra Gecesinde ha kezâ ortak katkı sağlanır veya her hafta yedi katılımcı sıra ile bu bölüşümü paylaşır.

     Ahî Yaren Sohbetleri gecesinde ise esnaf bir haftada kazandığından katılımcılar gözetilerek yeteri kadarını ile katkıda bulunur ve bu herkes tarafından paylaşılır.

      İbn Batut’a; “Bir konuk gelmemişse, kendi yiyeceklerini beraber yerler ve yemekten sonra ilahi ve raks  ile sem’a yaparlar

     Arap seyyahı, Ahîler’in, Hz. Ali’ye kadar giden pîrleri olup fütüvvete tabi olduklarını, özel bir libas giydiklerini belirtir” Bu paylaşım her üç gecede de perşembe günü “cuma” akşamı yapılır. Zira Ortaçağ’da talil cuma günü olup, çalışılmadığından hafta sonu böylece değerlendirilir.

      Aslında “yol bir sürek bin bir” deyiminde olduğu gibi bu ortak kültürel değer her üç gecenin de cuma gecesi yapılması ve gecedeki müzik Türk inanç ve kültüründen kaynaklanmakta olup, okunan deyiş, nefes, mersiye, gazel, fütüvve ve gülbank Türkçe duadır.

      Bu nedenle sıra gecesi açılışında; “İhvanlar doldurdu yine Eyvanı - Sazlarda çalınır                                                     Urfa divanı…” Dizelerindeki “ihvan” sözcüğü, Ahî’nin “yol, ahret kardeşi”ni, Alevi-Bektaşilik’te ise “musahip kardeşi” ,diğer bir ifadeyle yol ve ahiret kardeşlerini ifade eder.”

       Ayinlerinde gönül muhabbeti esas alınır ki, bunun kaynağı Kuran-ı Kerim Hucurat suresi 14. ayetidir. Burada esas olan gönül olduğu için, gönlün vecd haline gelmesinde milli estruman kopuz (bağlama) kutsal sayılır. Bunun en güzel ifadesini Elazığ’da görüyoruz:

   “Harput musikisinde, içli bir ibadetin coşkunluğu hissedilir, bir makama başlanırken, söylenen gazellerde, bir ilahi çeşnisi vardır. Bundan sonra gelen türküler, bu ilahi duyguyu dalgalandıran ve coşturan nağmelerdir. Besteler yarattığı manevi coşkunluk, gerçekten insanı, maddi alemden uzaklaşmaya zorlar. Söyleyene ve dinleyene  bir uçuş hissi verir.

      Eskidenberi dolaşan rivayete göre, bu ağır bestelerin, Artukoğulları ve Uzun Hasan’ın, Harput’taki saraylarında Mehter Takımları tarafından çalındığı, binaenaleyh Horasan Erenleri’nden miras kaldığı, merkezindedir.”

       Yunus Emre’nin iman; ‘akılda, gönülde ve tin’dedir, dediği gibi gönülden ibadet için, saz, söz ve semah muhabbetin özünü oluşturur.

      Ahilikte önemli bir diğer inançsal kültür ise dua olup, Horasan Erenleri’nden Ahi Evran-ı Veli’nin, Ahi Kültürü’nün yaşatıldığı Urfa’da her sabah Sipahi Pazarı “Ahi Duası” okunarak açılmaktadır. Özetle, bu duada:

     “Ölçüde hile yapmayın, tartıda hile yapmayın, kalitesiz malı kalitelidir diye satmayın, kefili olmadan mal vermeyin” uyarıları ile Ahîlik ticari ahlak kuralları vurgulanır. Bu ilkelere uymayan esnafın “papucu dama atılır” hiç kimse ondan alışveriş etmez.

      İşte alışverişte gözetilmesi gereken bu kural bugün günümüzde Tüketiciyi Koruma Yasası’yla teminat altına alınmaya çalışılmaktadır ki, yukarıdaki örnek bunun 12-13 yy.’da Ahi Evren-i Veli tarafından oluşturulmuş olan esnaf nizamnâmesi kurallarının tarihsel önemini ortaya koymaktadır.

   “Sıra Geceleri; Bu gelenek, sadece Urfa’ya has değildir. Anadolu’da birçok şehirde sıra geceleri yapılmaktadır. Bunlardan en belirgin olanları, halen Afyon ve Kütahya’da devam eden ve adına “gezek” denilen gece ile Kırşehir’de “yaren sohbeti” denen gecelerdir.

     Sıra gecesi geleneği, bir Ahi-Esnaf geleneği olup 13. yüzyıldan günümüze kadar devam ede gelmiştir. Ahilik; kardeşlik, arkadaşlık, dostluk manasına gelen Anadolu’ya has, bir esnaf teşkilatıdır. Yiğitlik, cömertlik, mertlik, düşküne yardım, zulüm görenleri koruma gibi insanî gayeler uğruna kurulmuş bir esnaf birliğidir.

   Sıra gecelerinin yapısına baktığımızda onun eğitici, sosyal ve kültürel boyutlarının olduğunu görmekteyiz. Bu gecenin asıl önemi de bu boyutların işlevlerinde yatmaktadır. Bu geceye devam eden insanlar, toplum içinde nasıl oturulup kalkılacağını, büyüğüne ve küçüğe karşı nasıl davranılacağını, söz ve konuşma usul ve adabını yaşayarak öğrenir. Bu geceler bir nevi “gece mektebi” hüviyeti arz ederler. Urfa savunmasını hazırlayan ‘On ikiler’ böyle bir gruptu.”1

   “Ahiliğin fiilen yaşadığı o dönemlerde, çarşı esnafı, birbirini tanır, karşılıklı dayanışma içine girer, aynı ahlâkı ve terbiyeyi birlikte yaşarlardı. Herkesin birbirini yakından tanıması nedeniyle esnaf hile nedir bilmez, kimse kimseyi aldatmaz, mallara fahiş fiyat istenmezdi.     

    Her sabah çarşı; Ahi Şeyhi (Baba)’nin önderliğinde dualarla açılır, duaya katılan çarşı esnafı, duanın künhüne vakıf insanlar olarak duayı can kulağı ile dinler, böylece işlerine başlar:

   “Yarabbi hayırları fethedesin, şerleri def’edesin, münkir, münafık zalimin şerrinden hıfz-ı emin edesin, Gözedin, kefili almadan parasını vermeyin, mal sahibinin harcını unutmayın, cümleten hayırlı işler.”2, diyerek dua sonlanır.

     Alınteri, helal kazancın paylaşıldığı bu meclisin; Ahî yaren Sohbetleri, Urfa Sıra Gecesi ve  Alevi - Bektaşi Cemi’nde; sazın söze, sözün sohbete, sohbetin ise muhabbete dönüştüğü gece bitirilir.

   *****

1- Mehmet Atilla Maraş, “Rüya Şehir Urfa Şehrengizi” ,Karataş Yayınevi, İstanbul, 2017, s.47-142; Seyit Ahmet Kaya, “Şehrin Makamı İbrahim ve Urfa” ,T.C. Şanlıurfa Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları, Konya, 2012, s.12; *Ahi sözcüğünün “yiğit”likle izahı Türk kültüründe Alp; yiğit, cesur, kahraman) sıfatı ile İslam tarihinde Hz. Ali ile özdeşleştirilir..

2- Haz: Yrd. Doç. Dr. A. Cihat Kürkçüoğlu-Müslüm Akalın-Öğr. Gör. S. Sabri Kürkçüoğlu-Selahaddin E. Güler , “Şanlıurfa Uygarlığın Doğduğu Şehir” ,ŞURKAV Yayınları: 27, Ankara, 2002, s.292

3- A. Celalettin Ulusoy, “Hünkâr Hacı Bektaş Velî ve Alevi-Bektaşi Yolu” ,Hacıbektaş, 1980, s.286; Cemal Şener, “Alevilik Olayı” ,Yön Yayıncılık Ltd. Şti., İstanbul, 1988, s.122                              

 

       

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı