Advert
Advert
Ermeni  “Me  se  le  si”
Aşir Kayabaşı

Ermeni “Me se le si”

Reklam

Osmanlı İmparatorluğu, II. Abdülhamit devrinde yurdun birçok yöresinde yabancı “misyoner” çalışmalarına müsaade eder ve “Hamidiye Hafif Süvari Alayları” adı altında aşiretlerden oluşan  birlikler oluşturulur. Ancak, 30 Ekim 1918’de Mondoros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla, ordu terk-i silah eder, böylece Osmanlı-Türk ordusu işlevsizdir.

      İstanbul işgal edilince, Kurtuluş mücadelesi o günkü zor şartlarda Mustafa Kemal Paşa’ya kalır. Oluşturulan “Müdafa-yı Hukuk” ve “Kuvay-ı Milliye” teşkilatları ile mücadelenin başlatıldığı işgal cephlerinden biri de Urfa’dır.

     Urfa’da o zaman sağlık hizmetleri alanında misyoner İsviçreli Dr. Vischer, Bay ve Bayan Künzler, Fransız Miss Carolayn Holmes ve Madam Lesli vardır.

     Mustafa Kemal Paşa, İstanbul Beyazıt meydanı’nda “tehcir” ile ilgili sorumlu tutularak idam edilen, Mutasarrf Şehit Nusret’in yerine, Urfa’da Kurtuluş Savaşı’nı yönetmek üzere Yüzbaşı Ali Saip Ursavaş’ı  görevlendirir.

      Şimdi hiç yorum yapmadan, Urfa’daki gelişmeleri yabancı tanıkların görğü ve bildikleri ile   dünya kamuoyuna sunalım.

     Bu harekatın başında ve sonrasında birçok olaylara şahit olmuş, Urfalı Ermeni Doktor Agop Beşliyan Amerika’nın Petersburg şehrine gittikten sonra Urfa Mutasarrıfı Ali Saib Ursavaş’a yazdığı mektupta:

      “Gelelim Urfa Ermenilerine hiçbir fenalık yapılmamasının sebebine:

   Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin iki üç sefer gayrimüslimlere bir fenalık yapılmaması, Konusunda ki kesin emirleri, Kuvay-ı Milliye kumandanlarında kötü bir fikir bulunmadığı (tabi bazı istisnalar hariç) Ermenilerin daima tarafsız kalmaları, Telfutur tepesini Türklere terk etmeleri ve Fransızlara uymamaları ve zannederim I. Dünya Savaşı’nda altı sene tam bir sadakatle Türklere hizmetim boşa gitmeyip bu sırada şahsıma karşı meydana gelen güvendi.

      Ermenilerden çok Türkler beni seviyor ve sözüme itimat ediyordu. Ben bu güveni  Türklerin zararına kullanmadım. Maksadım sırf milletimin kurtulmasıydı ve bunu Türk başarılarıyla birleştirebildim.

      Öyle heycanlı günler oldu ki, Miss. Holmes’in bu işlerde hiçbir rolü hatta haberi bile olmadı. Şimdi de kalkmış bir kitap yayınıyla Doğu’da siyasi olarak büyük roller oynamış olduğunu iddia ediyor.

      Yalnız kendisinin size hitaben yazmış olduğu mektupların neşir ve ilânı kendisinin ahlâkı  ve Urfa şehrine  zarar verebileceği kanaatı herkeste kolaylıkla uyanacaktır. Bereket versin siz o zaman mektuplarına hiç önem vermediniz. Zaten  Miss. Holmes ile olan haberleşmeden maksat sahte bir diplomasiydi. Eğer zat-ı alilerince uygun görülürse  şu mektupların  kopyalarını bana gönderiniz, ilân ve neşri hakkında  bana müsaade ediniz. 

       Gelelim “Şebeke  Boğazı’nda Fransızların imhası meselesine”

      Bu konuda şahsi fikrimi söylemek şimdi arzu etmiyorum, lâkin şunu derim ki, aç gelen açlıktan gider, kan dökmeye meydan verenin kanı daha önce dökülür.

    Ölmeden şu hakikatleri size bildirdiğimden dolayı teselli bulacağım, hiç olmazsa Türk tarihi gerçeği yazsın. Görüyorsunuz ki kesinlikle çekinmeden  olayı olduğu gibi yazıyorum.

     “Urfa’daki iki yüz Ermeni yetiminin salimen Halep’e sevkine müsaade ettiğinizden dolayı zat-ı alilerine şükran borçluyum. Fotoğrafınızı büyük bir yadigâr olarak yanımda taşıyorum. Beyrut’ta Fransızlara gösterdim istediler de vermedim, bir yadiğâr olarak muhafaza edeceğim, yalnız şu mektuba cevap vermeyecek olursanız mütessir olurum, bu vesileyle hürmetlerimi sunarım efendim.”1. der.                                                                                                                     Dr. Agop Beşliyan

  O yıllarda Urfa’da Ermeni Yetimhanesi Müdiresi olan Mary Caroline Holmes ise bu gerçeği şöyle teyid eder. “Ben hemen öksüz ve yetimleri kışın içine yerleştirmek amacıyla Mutasarrıfın bana bağışladığı Büyük Türk Hastanesini tamire başladım. Ankara’dan Yetimhaneyi taşıma izni almıştım. Yetkililerden her türlü yardımı aldım.

      Bayan Trux’un rahatsızlığı nedeniyle Mutasarrıfa, “Kadın iyileşmezse  ölümünden sen sorumlu olacaksın” dedim. Durumu rapor etmeleri için, her ikisi de Türk olan, Hükümet ve Belediye doktorlarını çağırdım.

     Mustafa Kemal Paşa’ya doğrudan telgraf çekip bu hasta Amerikalı bayanın çok geçmeden Amerika’ya gitmesinin gerekli olduğunu bildirdikten sonra, çıkış belgesi geldi. Haziran başında Bayan Waller’le birlikte, her ikisi de Amerika’ya gitmek üzere hareket ettiler.”2. Diyor.

        Yorum yok.

1- Ali Saib Ursavaş, “Çukurova Acıklı Olayları ve Urfa’nın Kurtuluşu” ,Kastaş A.Ş. Yayınları, İstanbul, 1988, s.213-14

2- Mary Carolayn Holmes, “Urfa’da Ermeni Yetimhanesi (1919-1921)” ,Yaba Yayınları, İstanbul, 2005, s.58-169-172-142.

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı