At sırtında
Dörtnala yeğin yeğin
Orta Asya’dan
Döndük yüzümüzü Anadolu’ya
Özgürlük yel gibi esiyordu
Alnımızda
Aydınlık taşıyordu gözlerimiz
Savaş naraları çınlıyordu
Kulaklarımızda
Alp Er Tunga’nın nasihatleri ile
Çıkmıştık Ötüken’den yola,
Alparslan’dan önce
İlk olarak biz geldik
Anadolu’ya
***
At kişnemesinden
Nal seslerinden
Gök kubbe yıkılacaktı sanki
Kumandanımız Sâlâr-ı Horasan’ın
Narasından uyandık ki
İlk Türk şehit düşmüştü
Sene 1065 ile 1066’ da
Kanımızla yoğurduk
Harran’ın toprağını
Kerpiçten evler yaptık biz
O yıl Kısas’ta.
***
Bahar geldi
Çiçekler açtı dağlarda,
Göçere çıktı atalarımız
Kıl çadırlarımız kuruldu
Oba oba
TektekDağları
Köroğlu’nun türküleriyle inledi
En temiz sarnıç sularını
İçti atlarımız
Zakzuk’ta, Senemağar’da
At koşturup cirit oynadık
Ozanlarımız
Duaz-ı imam okurken
Semaha kalktı ceylanlarımız
O sene Kısas’ta bire bin verdi
Topraklarımız.
Kısas’ımız
Kısas’ımız
Dirliğimiz, düzenimiz
Hakkımız, hukukumuz
Alın yazımız
İlk yurdumuz
Ne zaman,
Başımız dara düşende
Hep yol gösterir bize
Kısas’ta
*Şah Mehmed’imiz.
***
Kısas’ta
Âdem Ata’nın toprağında
Çok ter döktük
Tırnaklarımızla söktük
Dikenli çetileri
Karasabanla eşeledik toprağı
İbrahim Halil sofrasını doldurdu
Ekinlerimiz.
Aşure çorbasıyla doydu
İnsanlarımız
İçtiğimiz
Taslarca kımız
Türklük sevdasını işledi kanımıza
Harran Ovası’nda kurulan
İşte o Türk köyü
Kısaslı’dır bizim aslımız
ŞİİRDE GEÇEN YER VE SÖZCÜKLER
* Alp Er Tunga (Afrasyab); Efsanevi Türk kahramanı, Alp; Yiğit, cesur, kahraman, Eren, ermiş kişi, Alp Eren; Gazi eren, Bu misyon İslam Trihinde Hz. Ali’nin “Allah’ın Aslanı” misyonu ile örtüştüğünden Dede Korkut’un şu duasında yerini almıştır: ”Yöm vereyim Hanum: ölüm vaktıgeldüğünde arı iymandanayırmasun. Ağ sakallı baban yeri uçmağ olsun; Ağ bürçeklü anan yeri behişt olsun. Kadir Tanrı Beyrege rahmet kılsun. Şır-ı Merdan Hazret-i Alinün elinden ‘şarabentahûra, içmek Huda erzanikılsun. Kadir seni namerde muhtaç etmesün. Ağ alnında beş kelime dua kılduk, kabul olsun. Aminamindeyenler didar görsün. Yığışdursun, dürişdürsün, günahunuzı adı görklü Muhammed Mustafa yüzü suyuna bağışlasun” (Orhan Şaik Gökyay, “Dedem Korkudun Kitabı” , M.E.B., İstanbul, 2000, s.152; Prof. Dr. Muharrem Ergin, “Dede Korkut Kitabı “ ,Türk Dil Kurumu Yayınları:169, Cilt:1, Ankara, 1997, s.251)
Yukarıdaki duada da görüldüğü gibi Ortaasya’da Türkler, Alp (yiğit, cesur, kahrman) misyonu ile Hz. Ali’nin Allah’ın Aslanı misyonunu özdeşleştirdiklerinden, İslam’ı ilk önce Ali yanlısı (Alevi) olarak benimsemişlerdir. Bu nedenle Dede Korkut duasında Allah, Muhammed ve Ali’nin ismi geçmektedir.
Dörtnala yeğin yeğin; Atların belirli bir tempoda koşması, Nal; Atların ayağına çakılan metal demir. Nara; Savaş çığırtkanlığı, Yel; Rüzgar, Ötüken; Orta Asya’da yerleşim birimi, orman. Alparslan; Ünlü Selçuklu Komutanı.
* Salâr-ı Horasan (1065-1066); adı ile değil de (Horasan askeri) unvanı ile anılan, ilk devir Selçuklu Kumandanı. Kısas köyü mevkisindekarargah kurarak, Urfa kalesini muhasara eder, Siverek Kalesi’ni aldıktan sonra, Silvan Kalesi’ne yönelir. Silvan’da Mervanî Kürtleri tarafından hile ile kuyuya düşürülerek öldürülür. Bu kuyu (Bi-ruSâlar-ı Horasan) olarak bilinmektedir. (Prof. Dr. Ali Sevim, “Ünlü Selçuklu Komutanları” , s.9; “Urfalı MateosVekayi-Nâmesi (952-1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli (1136-1162) , s.125; “Abu’l-Farac Tarihi” , s.317; Şevket Beysanoğlu, “Anıtları ve Kitabeleri ile Diyarbakır Tarihi” , s.213
* Nal; Atların tırnakların aşınmasını önlemek için ayaklarına çakılan demir. Kişnemek; At kişnemesi. Harran; Urfa’nın tarihi bir ilçesi; Kerpiç, toprağa su dökülerek karıştırılmasından sonra çamurdan yapılan yapı malzemesi, tuğla, briket
* Köroğlu; 16. yüzyıl halk kahramanı, destanında Alevi-Bektaşi şairi olduğunu “Getir çalıverem tarı - Sana dayak olsun Ali - Köroğlu der Ayvaz Balî - Çal kılıcın keskin olsun” dizeleriyle vurguladığı dörtlük destanının Azeri nüshalarından alınmıştır; Köroğlu Destanı’nın Tebriz nüshasındaki “Köroğlu’nun Ayvaz’ı getirmek için Urfa şehrine gitmesi ve onun Arap Reyhan’la çarpışması” ve Paris nüshasındaki üçüncü mecliste Ayvaz’ın methini duyması, onu getirmek için yola çıkmadan, Urfa yakınlarında çobanla görüşerek elbisesini onunla değişmesinden, kasap dükkânın da Ayvaz’ı görmesinden, Ayvaz’ı babasını aldatarak oğlunu alıp götürmesinden, ardınca da gelen Arap Reyhanla (üzengi) kavgasından ve Ayvaz’ı Çamlıbel’e getirmesinden söz edilmektedir.” (Ali Hüseyinoğlu Şamil, “Köroğlu’nun Urfa Seferi ve Destan’da Alevi Bektaşi Geleneği” , Cem Vakfı Kısas Kültürel Miras Geliştirme Projesi, Gap Bölgesinde Alevi Bektaşi Yerleşmeleri ve Şanlıurfa Kültür Mozayiğinde Kısas” ,Sempozyum Bildirileri, 25-27 Mayıs 2007, Şanlıurfa, s.219)
* Oba; Türkmen boylarına bağlı kıl çadırların kurulduğu alan. Göçer; bahar aylarında dağlık yörelerde meraya çıkmak. Tektek dağları; Urfa Harran ovasını kuzey doğudan çevreleyen sıra dağlar; Zakzuk ve Senemağar; Tektek dağlarında birer köy. Sarnıç; Tektek dağlarında yağmur sularının biriktiği kaya oyukları. Duaz-ı İmam, Alevi-Bektaşi cemi’nde inanç önderlerinin dizelerle anılması, Semah; Türk tasavvufunda gezegenlerin dönüşünü simgeleyen ritüeller, turna semahı.
* Harzem Şah Mehmet; Ebu Müslim-i Horasanî hareketi inanç erlerinden, türbesi Kısas köyünde olup, içerisinde askerî misyonunu simgeleyen bir bayrak (sancak) vardır.
* Kısas; Bir hukuki yaptırım “kısas a kısas” olarak haklının hakkının, haksızdan alınması yaptırımı,
* Kısas; Ehlibeyt’e yapılan zulmün son bulması için, Emevi halifesi Mervan-ı Hırar’ın (M.750) Başkent yaptığı Harran Ovasında, Ebu Müslim-i Horasanî hareketinin geçtiği yörede bir yerleşim birimi köy, belde.
* Adem Ata; Hz. Adem; İnanışa göre Harran Ovası, ilk insanın ayak bastığı, toprağın ilk karasabanla sürüldüğü, öküzün çifte koşulduğu yer olarak kutsaldır. Buğdayın, ak gülün, narın kutsallığı, cennetten getirilmiş olmalarındandır. Günümüzde de çiftçilerin, öküzleri gözlerinden öpmeleri Adem’den kalma bir gelenektir.(Yurt Ansiklopedisi, Türkiye İl İl: Dünü, Bugünü, Yarını, Anadolu Yayıncılık, İstanbul, 1982-1983-1984, s.7439)
Bu duygu, düşünce ve inanç, Alevi-Bektaşi şairi Pir Sultan Abdal’ın bir şiirinde şöyle dizeleştirilir.
“Pir Sultan’ım derki kaynar coşunca
Tekne hamur kalmaz ekmek pişince
Adem Ata öküzün çifte koşunca
İreçberler hoşça tutun öküzü ”
* Karasaban; toprak işleme aleti, İbrahim Halil; İbrahim Halil Peygamber, Çeti; kuruduğunda ele batan bir tür sert bodur ot, Aşure; Alevi-Bektaşilerin M. 680 yılı Muharrem ayının onunda şehit edilen peygamberimizin torunu, Hz. Hüseyin’i anma ve matem orucu sonrası yaptıkları tatlı bir yiyecek. Kımız; Türk içkisi.