31 Mart’ta bir seçim yaşadık ve belki her şey meydanda kalır, biter dedik, ama olmadı. Oysa Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Seçim tartışmaları geride kaldı. Ekonomi ve güvenlik başta olmak üzere asıl gündeme odaklanmamız şart. Dönem kızgın demiri soğutma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir’ demiş, bu kamuoyunda yumuşama sinyali olarak algılanmıştı, fakat gidişat bunun boşa çıkacağı yönünde…
Erdoğan’ın seçim sonuçlarını kabullenir nitelikteki bazı açıklamalarının aksine, AK Parti’nin küçük ortağa MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den farklı bir çıkış geldi. Bahçeli, ‘İstanbul'da seçimin tekrarı beka meselesidir. Sandıktan çıktılar diye ahlaki kabul edemeyiz' dedi ve ekledi, ‘Oy oranımız yüzde 18.18’dir ve bu da Atatürk’ün doğum tarihidir’ diyerek Erdoğan’ın, 'Türkiye ittifakı' sözlerine de açıklık getirmesini istemişti. Bahçeli’nin bu hesabına göre sanırım AK Parti’nin oy aranı da yüzde 33-35 dolayında olmalı.
Başından sonuna kadar tartışmalarıyla, çekişmeleriyle, çok sert ve bir o kadar da bel altı vuruşlarıyla tarihteki yerini alacak olan seçimin üzerinden günler geçti. Özellikle AK Parti’nin kaybettiği ve muhalefetin kazandığı yerel yönetimlerdeki iddialar, önümüzdeki günlerde yeniden sert ve bir o kadar da sonu gelmeyen gelişmelere gebe görünüyor.
Yani bu seçim daha çok su kaldırır. Çünkü gazete sayfalarına yansıyan, veya koltuğu devralan yerel yöneticilerin ortaya attıkları ya da ortaya çıkardıkları öyle yenilir yutulur cinsten değil. Bunlar arasında neler yok ki… Şöyle birazına bakalım…
Bilindiği üzere Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ni iki buçuk yıl kayyım idare etti. Görevi yüzde 63 oyla devralan HDP’li Adnan Selçuk Mızraklı’nın, sosyal medyadan paylaştığı lüks banyo ve makam odası, kamuoyunda büyük tartışmalar yaratmıştı ki, bir lüks banyo haberi de Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nden geldi.
Aslında burada banyolardan ziyade harcanan uçuk paralar ve lüks tepki çekti. Yoksa Diyarbakır sıcak bir iklime sahip ve başkanın odasında normal standartlarda bir duş veya banyo olması ne kimsenin ilgisini, ne de kimsenin tepkisini çekerdi. Burada tepki çeken, halkın parasının har vurup harman savrulması, haddi hesabı olmayan savurganlık.
Diyarbakır’ın merkez Kayapınar İlçe Belediyesi’ni de kayyım idare ediyordu. Sanırım ilk kayyım, bazı yolsuzluk ve farklı iddialar nedeniyle sessiz sedasız görevden uzaklaştırıldı. Daha sonra yanılmıyorsam iki kayyım daha en fazla bütçeye sahip ilçeyi yönetti. Şimdi bu ilçe içinde görevi devralan HDP’li başkandan ağır iddialar geldi.
Kayapınar Belediye Eşbaşkanı Keziban Yılmaz, kayyım olarak atanan kaymakamın, eski belediye binasını kaymakamlığa devrettiğini ve nakliye dahil tüm masraflarını da belediye kasasından ödediğini, belediye binasının ise, inşaat halinde bırakıldığını öne sürerek, ‘5 gündür hayretler içindeyiz. Belediye Meclis toplantımızı yapacağımız bir alanımız bile yok. Yeteri sayıda belediye araçları olmasına rağmen 100 araç kiralanmış ve dağıtılmış.' Başkanın en ilginci söylemi de, halen belediye personel ve araçlarını toparlayamadıklarını söylemesiydi.
Bu arada AK Parti Kayapınar İlçe Başkanı’nın imzasıyla, Yüksek Seçim Kurulu’na verilmek üzere İl Seçim Kurulu’na bir dilekçe verildi. Dilekçe de, yüzde 66 oy ile belediye başkanı seçilen HDP’li Keziban Yılmaz’ın Diyarbakır Baro Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa etmediği ve bu nedenle belediye başkanlığı görevini, yüzde 28 oy ile ikinci sırada yer alan adayları Avukat Cevdet Nasıranlı’ya verilmesi talep edildi. Sonucu önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Bu ve buna benzer onlarca iddia İstanbul, Ankara, Bolu Antalya, Adana ve Mersin gibi birçok yerden geldi ve gelmeye de devam ediyor. Galiba bu iddialar çoğaldıkça tartışmalar da, farklı yöntemler de, artacağa benziyor. Dedik ya bu seçim daha çok su kaldırır.
Sevgiyle kalın.
