Advert
Advert
HASTALIĞIN ADI: YOLSUZLUK VE RÜŞVET…
Ercan Akkar

HASTALIĞIN ADI: YOLSUZLUK VE RÜŞVET…

Reklam

Yolsuzluk; bir görevi, bir yetkiyi kötüye kullanma, yasaya, kurala, yönteme aykırı iş yapma olarak tanımlanır.

Rüşvet ise; yaptırılmak istenilen bir işe, yasadışı kolaylık sağlaması için ilgili görevliye ya da görevlilere el altından para, mal ve benzeri şeylerin verilmesi olarak adlandırılır.

Hem yolsuzluk, hem rüşvet, dünyadaki tüm ülkelerin en büyük sorun ve sıkıntılarının başında yer almış ve halende almaktadır. Tarih de birçok devlet rüşvet ve yolsuzluk nedeniyle geri gitmiş, kanlı olaylara sahne olmuş, ya da çökmüştür. Günümüzde de durum pek farklı değildir. Rüşvet ve yolsuzluğun zirve yaptığı ülkelerde belli bir kesim refah içinde yaşarken, milyonlarca insan  yoksulluk ve sefalet içinde hayatlarını sürdürmek zorunda kalmaktadır.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü ve ABD merkezli internet sitesi Business Insider gibi bazı kuruluşların, savaş ve yoksulluk bataklığındaki Afrika ve Asya ülkelerinin dışarıda tutarak gerçekleştirdiği ve güncel olmayan verilerine göre, Türkiye’nin yolsuzluğun yaygın olduğu birkaç ülke arasında yer aldığını görmek üzücü olsa da önemli bir gerçek. Hatta bazı kuruluşların zaman zaman yaptığı araştırmalarda Türkiye, yolsuzluk da Avrupa’da ilk, dünya da ise ikinci sırada yer almaktadır.

Türkiye’nin yakın tarihinde damga vurmuş bazı yolsuzluk ve rüşvet skandallarından bazılarını hatırlayacak olursak Beyaz Eneri Operasyonu, Emlakbank ve Civangate Skandalları, Korkmaz Yiğit ve Türk Bank Skandalları,  İSKİ Skandalı, Çiller’in Mal Varlığı Skandalı, Bedrettin Dalan'ın İmar Yolsuzluğu Skandalı,  Galataport İhalesi Skandalı ve 17-25 Aralık Skandalını sayabiliriz.

Yolsuzluk ve rüşvet konusunda karnemizin parlak olmadığı gün gibi ortada… Ülke referanduma odaklanmışken, kutuplaşma aldı başını giderken, yolsuzluk ve rüşvet konusuna girmemin elbette ki bir nedeni var. Yaklaşık bir aydan bu yana Diyarbakır’da bazı söylentilerin son günlerde yetkili ve ilgili kişilerin ağzından gündeme gelmesi konuyu gündeme taşımamıza vesile oldu.

Bu aralar Diyarbakır’da kulaktan kulağa dolaşan söylentide, AK Parti Diyarbakır birinci sıra Milletvekili ve MKYK Üyesi Galip Ensarioğlu’nun kardeşi Cihan Ensarioğlu’nun ‘işe yerleştirmek için bazı kişilerden belli miktarlarda rüşvet istediği ve çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarından ihale talep ettiği’ yönündeki iddialarla çalkalanması.

Demokrat Parti’den Adalet Partisi’ne, Doğru Yol Partisi’nden AK Parti’ye kadar hemen hemen her dönem siyasetin içinde bulunan Ensarioğlu ailesinin önümüzdeki dönemlerde siyasetin içinde olması muhtemel bireylerinden olan Cihan Ensarioğlu, bu konuşuma ve iddialar üzerine aralarında bizimde bulunduğumuz bazı medya kuruluşlarına ziyarette bulunarak, konu hakkında çeşitli açıklamalarda bulundu.

Ensarioğlu ziyaretinde özetle üzerlerine atılan iddiaların asılsız olduğunu ve siyasette önünün kesilmek istendiğini, bunu çıkaranların bir bölümünün kendi partilerinden olmasının ise düşündürücü bulduğunu ifade ederek, ‘İddialar asılsız ve çirkin, şahsımıza karşı yapılan iftira haberleri yapanları da ispata davet ediyorum’ şeklinde anlattı.

Tüm bu iddialar ve Ensarioğlu’nun açıklamaları gündemdeki yerini tüm sıcaklığıyla korurken, bu kez Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talip Gül’ün veryansınına şahitlik ettik. Rektör Gül ile proje tanıtımı ve beş aylık görev süresini değerlendirdiği toplantıda bir araya geldik.

Rektör, bir dokun bin ah işit misali dertli mi dertliydi. Nasıl olmasın ki, öncelikle FETÖ/PDY’ye yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda üniversitenin hem bilim insanı, hem de malik kaynak sağlamada örgütün en önemli kalelerinden biri olduğu ortaya çıkarıldı. 

Rektörün diğer önemli veryansını ise aynen şöyleydi: Bizim bölgemizde ve şehrimizde farklı bir algı var, sanki üniversitelerin misyonu eğitim bilimsel çalışmalar değil de iş istihdamı ihale gibi işlerle meşgul olması gereken bir kurum gibi görünüyor. Siyasilerden tutun da tabi herkesi kast etmiyorum, iş adamlarından, kurumlardan bizden çok şey isteniyor. İş istiyorlar, istihdam istiyorlar, ihale istiyorlar. Bunları yerine getirmeyince de bizim aleyhimize bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Bizim böyle bir görevimiz yok. Birisi gelip bir ihalenin herhangi birine peşkeş çekildiğini ispat ederse ben bu görevi bırakırım.’

Rektör Gül’e, kimin istihdam ve ihale için kapılarını çaldığını sorduk, ama cevap alamadık.  Fakat aşağı-yukarı orada bulunan tüm gazeteciler, kendine göre bazı tahminlerde bulundu.

Rektör Gül’ün işi gerçekten çok zor. üniversiteden FETÖ/PDY’nin izlerini silmesi ve istihdam, ihale ile iş isteyenlere direnmesi  gerekiyor.

Bu aralar Diyarbakır’ın gündemi yolsuzluk ve rüşvete endeksli gidiyor. Sanırım birçok yerde de böyle gidiyor. Çünkü çevre illerden de bu yönlü söylentiler hızla yayılıyor. Fakat bu bir gerçek ki, yolsuzluk da, rüşvet de kanser gibi bir hastalık. Bir kere yayılmaya görsün, durdurana aşk olsun.

Sevgiyle kalın.

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı