Advert
Advert
SADECE 1 GÜN VEYA 1 HAFTA HATIRLAMAK…
Ercan Akkar

SADECE 1 GÜN VEYA 1 HAFTA HATIRLAMAK…

Reklam

Dünya'nın diğer ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de önemli hafta ve günler vardır. Konuya binaen o hafta ve gün çeşitli etkinlikler düzenlenir, çeşitli kutlamalar yapılır.

Ülkemizde yılın 12 ayında böylesi hafta ve günler bulunmaktadır. Ocak’ta Çalışan Gazeteciler Günü, Veremle Savaş Eğitim Haftası, Şubat’ta Sevgililer Günü, Dünya Sigarayı Bırakma Günü, Mart’ta Dünya Kadınlar Günü, Kütüphane Haftası, Nisan’da Kutlu Doğum Haftası, Avukatlar Günü, Mayıs’ta Trafik Haftası, Dünya Süt Günü, Haziran’da Dünya Çevre Günü, Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Haftası, Temmuz’da Dünya Nüfus Günü, Kabotaj ve Denizcilik Günü, Ağustos’ta Zafer Bayramı, Eylül’de Dünya Barış Günü, Şehitler ve Gaziler Günü, Ekim’de Dünya Habitat Günü, Dünya Çocuk Günü, Kasım’da Öğretmenler Günü, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, Aralık’ta ise Dünya AIDS Günü ve Dünya Engelliler Günü’nü sayabiliriz.

Bunlar sadece her aydan bir kaç örnek. Daha fazla gün ve hafta olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu özel hafta ve günlerde yetkili-yetkisiz, devlet-hükümet o konuyu  hatırlar törenler düzenler, günün anlam ve önemine uygun etkinlik ve konuşmalar yaparlar.

Peki; ya sonrası, hem konuşulanlar, hem yapılması gerekenler, hem de yapacak kurum-kuruluş ile ilgili kişiler konuyu unutur-unutturur yeni hafta ve günle alakalı hazırlıklar yapılır, bu durumda her yıl tekrarlanır durur.  

3 Aralık’ta Dünya Engelliler Günü’ydü. Sözlüğe göre engelli; yaralanma ya da fiziksel veya zihinsel bir rahatsızlık nedeniyle bazı hareketleri, duyuları veya işlevleri kısıtlanan kişi demektir. Ayrıca engeller doğuştan gelebileceği gibi sonradan geçirilen hastalıklar veya kazalar sonucu da ortaya çıkabilir.

OECD-AB ve Türkiye verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’i engelli bireylerden oluşuyor. Yani dünyada 1 milyar engelli bulunmaktadır. Türkiye’de ise, Ulusal Engelli Veri Tabanı’na göre engelli birey sayısı 1 milyon 559 bin 222’dir. Fakat resmi olmayan rakamlara göre de bu sayının 9 milyon dolayında olduğu belirtiliyor. Bu da nüfusun yüzde 13’üne denk gelmektedir.

Daha fazla rakamlara boğulmadan OECD-AB ülkeleri ile Türkiye arasında erişilebilirlikten eğitime, sağlıktan sosyal ve çalışma yaşamına kadar birçok konuda çok ama çok geride olduğumuzu belirterek, bunlara bir de engellilerin günlük yaşam koşullarını zorlaştırmadaki realiteyi de ekleyince durumun iç açıcı olmadığını çok rahatlıkla söyleyebiliriz.

3 Aralık’tan bu yana engellilerin tüm sorunlarını hatırlıyor, rakamlarıyla ortaya koyuyor, yapılması gerekenleri ve yapılmaması gerekenleri sıralıyoruz. Onları yanımıza alıp medyanın karşısına geçiyoruz, sorunları karşısında birlikte gözyaşı döküyoruz, becerileri karşısında avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlıyoruz, ama birkaç gün sonra yeni bir gün veya haftayla bir daha ki, 3 Aralık’a kadar konuyu rafa kaldırıyoruz.

Ne zaman ki, günleri veya haftaları 1 gün veya 1 haftayla hatırlamayarak, tüm yıla yayabilirsek, sorunun büyük bölümünü de çözmüş olacağız.

Son olarak bir dip not…

Ülkemizde sayısızca engelli derneği var. Engellilerin bir çatı altında toplanıp sorunlarını örgütlü olarak ortaya koymalarında bir sorun yok. Durum böyle olunca doğal olarak sorunlar daha kolay gündeme geliyor ve çözümü daha kolay oluyor.

Ancak bazı engelli dernekleri ile ilgili burnumuza kötü kokular da geliyor. Bazı dernek başkanlarının camianın sorunlarına çözüm bulma yerine bulundukları konumu kullanarak kendi bireysel çıkarlarını ön plana çıkardığını ve arkadaşlarının hakkını hukukunu koruyup kollamak yerine kendi cebinin derdine düştüğünü duyuyor, işitiyoruz.

Umarım bunların hiçbiri doğru değildir. Fakat elimize belge geçtikten sonra bunlar iddia olmaktan çıkar, hem haber konusu, hem de yetkili mercilerin önüne konur.

Bu durumda çok fazla dernek olduğunu düşünmüyorum. Bunların bir elin parmaklarını geçmeyeceğini de biliyorum. Dolayısıyla en büyük görev engelli kardeşlerimize düşüyor. Bu tür başkanları deşifre etmeleri ve camiadan uzaklaştırmaları öncelikle onlara düşer.

Sevgiyle kalın.     

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı