Toplumda ortaya çıkan ve hızla yayılan sorunları çözecek sistemleri oluşturmak yerine her nedense ‘yara’ olarak görür ve onun üzerinden değerlendirmelerimizi yaparız.

Bu kimi zaman başlık parası,

Kimi zaman berdel,

Kimi zaman kan davası,

Kimi zaman namus cinayeti,

Kimi zaman yoksulluk,

Kimi zaman hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvet,

Kimi zaman güç ve iktidar hırsı,

Kimi zaman uyuşturucu, alkol ve tütün kullanımıdır.

Mademki bunlar bizim yaramız, o zaman bizlerde bu yaranın daha fazla kanamaması ve kanayan yaraya biraz merhem olmak adına sürekli olarak gündeme getirmeli, yetkili-yetkisiz herkesin konuya daha duyarlı olmalarını sağlamaya çalışmalıyız.

 Bu toplumsal yara veya sorun, adına her ne derseniz deyin, her birinin altında sosyal, kültürel, geleneksel, aile yapısı veya başka bir şey… Onlarca neden sayabiliriz. Bende bu yaralardan veya sorunlardan biri olan uyuşturucu, alkol ve tütün kullanımının ne derece tehlikeli bir boyuta ulaştığını, bir kez daha gündeme getirerek yetkili-yetkisiz herkesin duyarlılığını bir kez daha gözden geçirmesine katkı sunmak istiyorum.

 Geçtiğimiz hafta içinde Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy yanına Emniyet Müdürü Tacettin Aslan ve il Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Demir’i de alarak, ‘2016 yılandaki terör, uyuşturucu ve kaçakçılık ile mücadelede yapılan çalışmalar’ konusunda medya temsilcilerine yönelik bir basın toplantısı düzenledi.

 Vali Aksoy’un özellikle uyuşturucu konusunda verdiği rakamlar ürkütücü, bir o kadar da sevindiriciydi. Aksoy, polis ve jandarma sorumluluk alanında yapılan  operasyonlarda 73 milyon 667 bin 598 kök hintkeneviri, 80 ton 924 kilo 17 gram kubar esrar, 2 ton 922 kilo 502 gram toz esrar, 72 kilo 502 gram kenevir tohumu, 436 gram plaka esrar, 92 gram reçine esrar, 1 kilo 477 gram eroin, 699 gram kokain, 3 kilo 616 gram metamfetamin, 18 bin 624 adet Ecstasy uyuşturucu hap, 70 adet sentetik hap, 5 milyon 839 bin 834 paket kaçak sigara ele geçirildiğini açıkladı.

 İnanın ki bu rakamlar Diyarbakır’dan Urfa’ya, Van’dan Mardin’e, Mersin’den İstanbul’a aşağıda değil, daha da yukarılardadır. Nedenine gelinci; Türkiye, ‘Altın Hilal’ diye tabir edilen uyuşturucunun ana vatanı Afganistan, Pakistan ve İran’dan gelen uyuşturucunun geçiş güzergahı üzerinde bulunuyor.

 İnsanları zehirleyerek büyük paralar kazanan uyuşturucu baronları, her türlü uyuşturucu ve tütün maddelerini tüm dünyaya büyük oranda bu yol üzerinden yapmaktadırlar. Tabi bunu yaparken siyasetten bürokrata, güvenlik görevlisinden sıradan vatandaşa kadar birçok unsuru kullanmaktan da geri kalmamaktadır. Bunlara son yıllarda terör örgütlerini de katabiliriz.

 Tüm bu değerlendirmeleri yaptıktan sonra ülke genelinde olduğu gibi Diyarbakır’da, Van’da, Mardin’de, Urfa’da kısacası Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin tamamında uyuşturucu, alkol ve tütün maddesi kullanım yaşı her geçen gün biraz daha küçülüyor.

 Merkezi Ankara’da bulunan Uyuşturucu Madde Bağımlılıkları ve Alkolizmle Mücadele Federasyonu’nun yaptığı araştırmalarda, uyuşturucu kullanımında en küçük yaşın 11’e kadar gerilediği, bazı kuruluşlara göre ise, bu yaşın 10’a kadar düştüğünü ortaya koyması durumun vehametini iki kat arttırmaktadır.

 Uyuşturucu, kaçak tütün ve alkol baronlarının temel hedefi çocuklar ve gençler, yani geleceğimiz. Bu konuda daha duyarlı olmalıyız, çünkü geleceğimizi zehirliyorlar.

 NASIL BİR RUH HALİDİR

 Bu gün gazetemizde de yer alan özel bir habere değinmeden de geçemeyeceğim. 25 blok, 825 hanesiyle Diyarbakır’ın en büyük sitesi olan merkez Bağlar ilçesindeki Batıkent Sitesi'ndeki onlarca aracın lastiği kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından bıçakla patlatıldı.

 O zanlı veya zanlılar, hangi ruh haliyle siteye girdi acaba çok merak ediyorum. Çünkü sitenin bir başından öbür başına, bir sokağından diğer sokağına park halindeki neredeyse tüm araçların 2’şer veya 4’er lastiğini bıçakla patlatıyor.

 Güvenlik güçlerinin, olayı mutlaka en kısa sürede aydınlatması gerekiyor. Çünkü olay yerinde zanlı veya zanlılara ait kan izleri bulunuyor. Vali Hüseyin Aksoy ve Emniyet Müdürü Tacettin Aslan, Diyarbakırlıların güvenlik güçlerine olan güveninin her geçen gün arttığını açıklamış ve gelen ihbar sayısını da buna örnek göstermişti. Eğer ki, bu olay karanlıkta kalır ve aydınlatılmaz ise, o zaman bu güven büyük oranda zedelenir. İlgililere duyurulur.

 Sevgiyle kalın.