‘Kayyum’ kelimesi hukuki anlamda (Belli bir malın yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse) demektir. Kayyum, genellikle usulsüzlük yapılan özel kurumlara, şirketlere, devletin el koyduktan sonra atadığı yöneticidir. Diye açıklıyor sözlükler.

Toplum olarak kayyum sözüne pek aşına olmamakla birlikte, bir-iki yıl öncesine kadar, kötü yönetilen spor kulüplerinin başına atanan kişiler olarak bilir ve tanırdık.  Fakat 17-25 Aralık’tan bu yana Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) şirketlerine ve DBP’li belediyelere atanan kişiler olarak kayyumları artık hepimiz çok iyi biliyor ve tanıyoruz.

Özellikle, FETÖ/PDY ve bazı başka şirketlere atanan kayyumların performansını, bir veriye dayanarak bilmememize rağmen yapılan haberler, duyumlarımız ve gözlemlerimiz başarılı olduklarını söylemek şöyle dursun neredeyse kayyumluk bir meslek ve rant kapısına dönmüş gibi görünüyor ve algılanıyor.

Belediyelere gelince durum çok farklı olarak karşımıza çıkıyor. Yerel yönetimler demokrasinin olmazsa olmasıdır. Doğal olanı da yerel yöneticilerin o kentte yaşayanlar tarafından seçimle işbaşına getirilmesi ve görev süresince başarılı olmaması halinde yine seçimle gitmesidir. Buradaki istisnai durum herhalde suçu kanıtlanmış veya hakkında çok önemli deliller bulunan yöneticilerin yerine kayyum atamasıdır. Bugünkü durum böylemi? O tartışılır.

Bilindiği gibi, DBP’li belediyelerin neredeyse tamamına yakınına kayyum atanmış durumda.  Atama yapılmayan belediyelerde ise, yetkilerin tamamı denetim altında bulunuyor.  Bir kesim bu atamaları haklı bulurken, bir kesimde haksız buluyor ve iradelerine yapılmış ‘darbe’ olarak niteliyor.

Şimdi asıl mesele şu; bu yerel yönetimlere atanan kayyumlar başarılı mı, başarısız mı?

Buna geçmeden önce Ak Parti’de son günlerde ‘metal yorgunluk’ tartışmaları yaşanıyor.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ak Parti’nin başına geçmesinden sonra sık sık gündeme gelen ve benim de sık sık yazdığım gibi Erdoğan, yorgunluktan ziyade kimine göre içindeki FETÖ’cüleri temizliyor, kimine göre, amiyane tabirle ‘kurt siyasetçilerle devam etmek istemiyor’, kimine göre de yeni ve genç isimleri siyaset sahnesine sürmek istiyor.

Zaten bu konuda açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dışında herkesin pozisyonunun tartışılabileceğini açıkladı ve bu konuda rapor hazırladıklarını, bu rapordan sonra partinin yeni şeklini alacağını belirtti.

Şimdi gelelim kayyumlara; çünkü kayyumların performansı 2019 veya olası erken bir seçimde oyları bir nebzede olsa etkileyecek. Bazı yerlerde kayyumlar iyi performans gösterirken, bazı yerlerde ise, istenilen performansın gösterilmediği, hatta kayyumların yerine yenisi geleceği yönünde fısıltı gazetelerinde dedikodular çıkıyor. İyi performans gösteren bazı kayyumların görev yaptıkları yer olmazsa bile, başka bir yerden milletvekili veya belediye başkanı olarak aday gösterilebileceği konuşuluyor.

Tüm bunlar bir tarafa, sanırım kayyumların en büyük sıkıntısı, bürokrat olmalarından kaynaklanıyor.  Çünkü bazı milletvekili, il yöneticisi ve partili sivil toplum kuruluşlarının kayyumları rahat bırakmayarak istihdam, ihale ve çeşitli isteklerde bulunduğu ve kendilerine baskı yapıldığı yönünde zaman zaman kamuoyuna yansıyan iddialar bulunuyor, bazılarına bizlerde şahit oluyoruz. Ve bunları zamanı geldiğinde ve belgelediğimiz zaman elbette yazarız.

Ha bu arada, Ak Parti yenilenme çalışmaları sürdürürken, zaman zaman yerel yönetimlerin kendi arasında, önümüzdeki süreçte pozisyon kapma adına çekişmeler yaşanmıyor da değil. Örneğin, Ak Partili Şanlıurfa Büyük Şehir Belediyesi ile Ak Partili Ceylanpınar İlçe Belediyesi arasında yaşanan ‘prestij caddesi’ tartışması. Ceylanpınar Belediyesi, büyükşehir belediyesinin yaptığı caddeye kendi reklam panolarını yerleştirdi. Bu durumun aynı partili iki belediye başkanının rekabetinin ötesinde, önümüzdeki süreçte büyükşehir belediye başkanlığı, ya da milletvekilliği için olduğu yönünde iddialar bulunuyor.

Ak Parti, hem yenilenme, hem de kayyumlarla ilgili sınavını başarıyla verir mi, vermez mi, hep beraber bekleyip göreceğiz. Bizlerde takip edip yeni gelişmeler konusunda siz değerli okurlarımıza bilgi aktarmaya devam edeceğiz.

Sevgiyle kalın.