31 Mart’ta yurttaşlar sandık başına gitti, seçimini yaptı, 5 yıllığına yaşadıkları kentleri yönetecek olan belediye başkanlarını seçti. Seçti seçmesine ancak, aradan bunca zaman geçmesine rağmen ne tartışmalar, ne itirazlar, ne de oy sayım işlemi tamamlanabildi. Oysa şimdiye kadar seçilmişler mazbatalarını çoktan almalı, hiç zaman kaybetmeden yerel dinamiklerle birlikte kentin biriken sorunlarını çözüme kavuşturmak için çalışmalara başlamalıydı. Ama nerede…
Ülkemizde belediye başkanı seçilmek için kurallar belli. Bu kurullar Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenir ve bu kurallara uyan herkes aday adayı olabilir. Seçimin ardından adayların Yüksek Seçim Kurulu'nun belirlediği kriterler kapsamında itiraz hakkı vardır ve bunun nihai kararını kurallar çerçevesinde Yüksek Seçim Kurulu verir. Fakat maalesef Yüksek Seçim Kurulu iktidar partisinin hemen hemen tüm itirazlarını kabul ederken, diğer partilerin ya çok az, ya da göstermelik bazı itirazlarını kabul etmesi, kamuoyunda ‘tarafsızlığa gölge düşürüldü’ şeklinde algılanıyor.
Günlerdir tartışmalar, yeni iddialar, yeni kurallar tartışılırken, buna bir de MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ‘Öyle bir sistem inşa edilsin ki sadece büyükşehir başkanını seçelim. O da üstlendiği görev ve yetkiye dayanarak, ilçe belediye başkanlarını belirlesin’ şeklinde gelen önerinin gündemi değiştirmeye ve başta Halkların Demokrasi Partisi olmak üzere muhalefetin önünü kesmek için düşünülmüş bir formül olarak görülüyor.
Herkesin malumu yaklaşık iki buçuk yıldan bu yana Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Demokratik Bölgeler Partili belediyeler kayyumlar tarafından yönetiliyordu. Durum böyle olunca şimdi de seçimi ikinci sırada tamamlayan adaylar, bir umutla koltuğu kapma peşine düştü. Diyarbakır’da AK Parti’nin merkez Bağlar, Eğil ve Hazro ilçelerinde seçime itiraz eden adayları, mazbatanın kendilerine verilmesi gerektiğini öne sürüyor.
Diyarbakır’ın merkez Bağlar İlçesi’nde yüzde 25.46 oy ile seçimi ikinci sırada tamamlayan AK Parti adayı Hüseyin Beyoğlu, yüzde 70.34 oy ile belediye başkanı seçilen Halkların Demokratik Partisi adayı Zeyyat Ceylan’ın, Kanun Hükmündeki Kararname ile ihraç edildiğini ve mazbatanın kendisine verilmesi gerektiğini iddia etti. Ceylan ise, ‘Bu talep hukuki, ahlaki ve vicdani değildir. Bu kayyum zihniyetinin devam etmesini istemektir. Demokrasiye darbedir’ diyerek tepkisini dile getirdi.
AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı, Eğil İlçesi için de harekete geçti. AK Partililerin buradaki itirazı da, Halkların Demokrasi Partisi’nden belediye başkanı seçilen Mustafa Akkul’un Kuyumcular ve Sarraflar Odası Başkanlığı’ndan istifa etmediğini ve bunun belediye başkanı seçilmesine engel teşkil oluşturduğunu ileri sürerek, Yüksek Seçim Kurulu’na başvurdu.
AK Parti İl Başkanlığı’nın bir diğer itirazı ise Hazro İlçesi için oldu. Hazro’da kesin olmayan sonuçlara göre Halkların Demokrasi Partisi’nin adayı Ahmet Çevik belediye başkan seçildi. AK Parti’nin itirazı üzerine yapılan sayımda oy farkı 300’e düşünce AK Partili yöneticiler, çuvallardaki oy pusulalarının kaybolduğunu öne sürerek, bu kez Yüksek Seçim Kurulu’na gitti.
Seçim bitti, tartışma bitmedi ve uzun sürede biteceğe benzemiyor. Oy kullanan vatandaş seçimine saygı gösterilmesini istiyor. Böylesine gelişmeler yaşanırken, Diyarbakır’daki bazı sivil toplum kuruluşları da konuyla ilgili açıklamalar yaptı.
Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burç Baysal, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Alican Ebedinoğlu, Ortadoğu Sanayici ve Girişimci İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Adanır ve Diyarbakır Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Vural, Yüksek Seçim Kurulu ve siyasi partilere çağrıda bulunarak, sandıktan çıkan iradeye saygı duyulması gerektiğini ve tartışmaları bir kenara bırakıp seçilmişlere hizmet ve projelerini hayata geçirme olanağı sağlanması gerektiğini duyurdular.
Sevgiyle kalın.
