Advert
Advert
Halkın Da Bir Hesabı Var…
Ercan Akkar

Halkın Da Bir Hesabı Var…

Reklam

3 Kasım 2002’de AK Parti’ye seçimi kazandıran faktörler, o dönemi yaşayanların hafızalarında tazeliğini koruyordur sanırım. Ülkeyi yöneten mevcut partilerin yanı sıra, muhalefetteki partilerde ekonomik çöküntü altında ezilen halktan kopmuş, sorunlarına kulak tıkamış, kendi sırça köşklerinde siyasi geleceklerini ve de elde edecekleri maddi manevi kazanımları hesap ediyorlardı.

Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Çünkü halkın da bir hesabı olduğunu unuttular. Halk ilk seçimde amiyane tabirle hepsini sandığa gömdü. Seçimden sadece 1 yıl önce kurulan AK Parti yüzde 34.42 oyla tek başına iktidara gelirken, CHP yüzde 19.42 oy oranı ile meclise giren ikinci parti oldu.

Dönemin muktedirleri Tansu Çiller liderliğindeki DYP 9.54, Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP 8.36, Cem Uzan liderliğindeki Genç Parti 7.25, Mehmet Abbasoğlu liderliğindeki DEHAP 6.22, Mesut Yılmaz liderliğindeki ANAP 5.13, Recai Kutan liderliğindeki SP 2.49 ve Bülent Ecevit liderliğindeki DSP 1.22 oy oranı ile baraj altında kaldı.

Sonraki süreçlerde bu partilerden MHP ve bugünün HDP’sini oluşturan DEHAP’ın dışındaki partiler bir daha bellerini doğrultamadı.

O gün bugündür AK Parti 19 yıldır aralıksız iktidarda ve 2023, 2053, 2071’i kendisine hedef koymaktadır. Bu hedefe ulaşır mı, bunun iki cevabı olabilir.

Birincisi, bugün AK Parti'yi iktidara getiren 2002 koşullarına yakın bir süreç orta yerde durması ve halktan kopma noktasına gelmeleri nedeniyle zor görünüyor.

İkincisi ise, AK Parti bugüne kadar uyguladığı ve uygulayacağı kıvrak politikalarla bu hedeflerine ulaşabilir. Tabii bunda muhalefetin büyük etkisi bulunuyor. Nedenine gelince, AK Parti Millet İttifakından bünyesine katamadığı partileri, ‘Millilik, Dincilik ve Terörizm’ gibi yumuşak karnından vurarak önüne koyduğu hedeflere adım adım ulaşabilir.

Birinci cevabı biraz daha açmamızda yarar var. 2002’de AK Parti'yi iktidara getiren iki temel neden vardı. Biri ekonomik kriz, ikincisi siyasi partilerin sokaktan yani halktan kopmasıydı. Şimdi aynı durum AK Parti için geçerli. AK Partililerin neredeyse tamamı sokağa çıkamıyor, yani halktan kopuk yaşıyor. Her ne kadar fiyat ayarlaması dense de ekonomik kriz diz boyu. Buna bir de AK Partililerin ülke gerçekleriyle uyuşmayan açıklamaları işin tuzu-biberi oluyor. Neler mi onlar. Aslında çok var, ama ben son birkaç tanesini hatırlatayım.

-AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın, ‘Bizi mahvettiniz, bizi öldürdünüz’ diyen genç çiftçi ile yaşadığı tepki çeken diyalogu: ‘Bir delikanlı geldi. Bizi mahvettiniz, bizi öldürdünüz dedi. Telefonunu alabilir miyim dedim. IPhone 6. Kaça aldın dedim. 3 bin 400 lira mı, 4 bin 500 lira mı dedi, 24 taksitle aldım dedi. İnternet paketi de var mı? dedim. Var dedi. Ayda kaç para ödüyorsun buna? dedim. Ayda 450 lira ödüyorum dedi.’

-AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, ‘Bakıyoruz eleştiren insanlar cep telefonlarını altı ayda bir değiştiriyorlar, arabalarını yılda belki de ikinci yılda değiştiriyorlar. Artık asgari ücretlinin evinin önünde arabası mevcut.’

AK Parti Kayseri Milletvekili Hülya Nergis’in bir televizyon programında yaptığı açıklama.  ‘Türkiye gerçekten çok değişti çok gelişti. Yani kırsal kesimden şehre göç gerçekleşti. Şehirdeki standart çok yükseldi. Artık ev sahibi olmak araba sahibi olmak hiç zor değil.’

-CHP İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanvekili Engin Altay'ın, ‘Millet aç, midesine kuru ekmek dışında bir şey girmiyor’ diye meclis kürsüsünden yaptığı açıklamaya AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin’in, ‘O zaman aç değiller’ cevabı.

-Tüm bunlara en iyi cevabı AK Parti kurucularından ve birçok kademede görev aldıktan sonra, istifaya zorlanan Bülent Arınç verdi.

‘Bizim bugün en büyük sıkıntımız maalesef dünün mağdurlarının bugün mağrur olmasıdır. Dünün fakirlerinin bugün zenginlikten gözlerinin kamaşmasıdır. Ve bugünkü yaşantı içerisinde ne varsa kaybetmiş olmalarıdır. Dünün mücahitlerinin daha sonra müteahhit, daha sonra müşahit olduğu bir noktadayız. Burada kalsalar bile iyi. Ona bile şükredeceğiz. Dünya için her şeylerini feda etmiş bir kalabalık topluluk var karşımızda’

Sonuç olarak halk tüm bunları izliyor. Ne anketler, ne de başka bir şey. Halkın da bir hesabı var. Günü geldiğinde de o hesabı görecektir mutlaka. 

Sevgiyle kalın.

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı