16 Nisan’da ilk önce MHP Lideri Devlet Bahçeli gündeme getirdi. İki gün sonra da Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Haziran’da hem cumhurbaşkanlığı, hem de 27’nci dönem milletvekilli seçiminin birlikte yapılacağını açıklamasıyla ilklerin yaşanacağı baskın seçime startı verildi.

Aslına bakarsanız, 16 yıldan bu yana iktidarda olan AK Parti, seçim öncesi neredeyse tüm hazırlıklarını tamamlamış ve rakiplerini hazırlıksız yakalayıp iktidarını sürdürmek istemişti. Ancak, bu kez karşısında dişli rakipler ve ittifaklar vardı. AK Parti ve MHP’nin, İYİ Parti’nin seçime giremeyeceği hesabı, CHP’nin milletvekili transferiyle suya düştü.

Baskın seçim kararı alınmasının en önemli nedenlerinden biri de hiç kuşkusuz ekonomiydi. Her alanda enflasyondaki grafiğin tırmanışta olması, sermayenin yurt dışına kaçışı, Dolar ve Avro’daki zirve yapan yükselişin devam edeceğini ve kendilerini zor duruma düşüreceğini  öngören iktidar, seçimi alelacele yapılmasına karar vererek, iktidarını sürdürmek istedi.

Türkiye’nin sistemini değiştirecek olan bu kadar önemli bir seçimde, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce başta olmak üzere, diğer cumhurbaşkanı adaylarının performansının bu kadar yüksek olacağı tahmin edilmedi. Yine Millet İttifakı’na, ‘terörize’ edilerek girmesi engellenen HDP’nin ve cezaevinde bulunan Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’ın her şeye rağmen bu kadar etkili olacağı da hesaplanmadı.

Yüksek Seçim Kurulu’nun, yurt içi ve yurt dışında toplam 59 milyon 391 bin 328 seçmenin oy kullanabileceğini açıkladı baskın seçimde, 1 milyon 585 bin kişinin ilk kez sandık başına gidebileceği açıklandı. Yurt dışından 480 gözlemci, 34 ülkeden 635 yabancı gazetecinin izlediği seçimlerde, Urfa’dan Mardin’e, Diyarbakır’dan Van’a, Ankara’dan İstanbul’a kadar birçok yerde çeşitli hile ve şaibe iddiası yaşandığı öne sürülse de, seçmen sandık başına gitti ve tercihini yaptı.

Yazıyı kaleme aldığım sırada seçime katılım oranının yaklaşık yüzde 87 olduğu, genel seçimlerde Cumhur İttifaka yüzde 54.38, Millet İttifakı yüzde 33.73, HDP 10.73 oy alırken, diğerler partiler ise yüzde 1.36 oranında oy aldı.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise, Erdoğan yüzde 53.23, Muharrem İnce yüzde 30.47, Selahattin Demirtaş yüzde 7.73, Meral Akşener yüzde 7.47, Temel Karamollaoğlu yüzde 0.9 ve Doğu Perinçek de yüzde 0.2 oranında oy aldı.

Bu tablo AK Parti’nin mecliste tek başına çoğunluğu ucu ucuna kaybetmesine neden olduğu görülürken, ufukta MHP ile birlikte ittifakın devam edeceği bir tablo ortaya çıktı.

Bundan sonra ki süreçte MHP’nin, AK Parti’ye olan pazarlık gücü daha da artacak kanaatindeyim. Ancak bir ihtimal daha var ki, o da Erdoğan’ın MHP’nin seçim öncesi başlayan ve devam edecek olan nazını daha fazla kaldırmayarak, yeni ittifaklar peşine düşeceği yönündedir. Sonuç itibariyle seçmen sandığa gitti ve tercihini yaptı. Sonuçlarını da hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Ülke için hayırlı-uğurlu olsun.

Sevgiyle kalın.