AK Parti; 16 yıl önce siyaset hayatımıza girdi ve 15 yıldan bu yana güçlenerek iktidarını sürdürüyor. Öyle iktidarı kolay kolay bırakacağa da benzemiyor. AK Parti'nin önünde, 2023 hedefine ulaşmak var ve bu hedefe de çok yaklaştı. Eğer bir değişiklik olmaz ise AK Parti, önce 2019 Mart'ın da yerel seçimi, Kasım’da da genel ve Cumhur-Başkanlık Sistemi seçimlerini gerçekleştirerek, nihai hedefine ulaşmak isteyecektir.

 Seçime henüz 2 yıl var. Ama son günlerde erken seçim tartışmaları hararetli bir şekilde alevlendi. Ve sürekli olarak yeni anketler piyasaya sürülüyor. Bu anketlerin çoğu AK Parti’nin özellikle Cumhur-Başkanlık Sistemi'nde yüzde 51’i bulamayacağını gösteriyor. Buna rağmen birçok çevre, yazar-çizer, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bir baskın seçime gidebileceğini söylüyor. Hatta 15 Temmuz 2018 tarihini veriyor.

 Ben ise bunu öngörmüyorum. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısının altındaki sır, şartların olgunlaşmasını beklemek, toplumu hazırlamak ve sağlamcı olmasından kaynaklıdır. Bunlara bir de hırsını eklerseniz, önünü görmeden ve hedefine bu kadar yaklaşmışken, geleceğini riske edeceğini sanmıyorum.  

 Ha bu olmaz anlamına gelmez. Çünkü öylesine garip, öylesine ilginç bir ülkeyiz ki, anlamak da, anlatmak da çok zor olduğu kadar, olmaz denilen şeylerinde sıradan ve çok basit olduğunu da görebiliyoruz.

 Neden mi erken seçim olmaza, yakın tarihimizden birkaç örnek vereyim.

-7 Haziran’da seçim yapıldı. Erdoğan, hem koalisyon kurulmasını önledi, hem meclisi devre dışı bıraktı, hem de erken seçim kararı alarak, seçim hükümeti kurdu.

 -Partinin kurucusu birçok ağır topu bertaraf etti.

 -Başbakanlık koltuğuna oturttuğu Ahmet Davutoğlu’nun, sorgusuz-sualsiz oturttuğu koltuktan aldı.

 -Cumhurbaşkanı olmasına rağmen birçok bakanı görevden aldı.

 -Kendi partisinin 6 belediye başkanının istifasını istedi ve aldı. 

 -Son referandum da başta İstanbul olmak üzere büyükşehirleri kaybetti.

 -Birçok il ve ilçe yöneticisinin görevden alınmasını sağladı ve halen alacağı da belirtiliyor.

 -Ekonomide gidişat iyi değil ve 2018’e zam yağmurlarıyla gireceğiz.

 -2002’den bu yana, ilk kez sağda alternatif bir parti bulunuyor.  

 -MHP’nin tek başına desteğinin yetmeyeceğini net bir şekilde gördüğü takdirde, yanına yeni bir parti almayı deneyecek (Saadet Partisi gibi) , ya da yeni destek arayışlarına girebilecektir.

 -HDP’nin oy oranı halen yüzde 10’un üzerinde görünüyor. 

 -Dış politikadaki yanlışlar her ne kadar iç kamuoyunda farklı algılansa da, dış kamuoyunda durum aynı değil.

 -Suudi Arabistan’daki gelişmelerin Ortadoğu’ya yansımaları ne olacak. Suriye, Irak, İran’ı ne bekliyor.

 -Yine başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, NATO ve Avrupa Birliği ile ilişkilerin istikrarsızlığı.

 -Olağanüstü Hal uygulamasının devam etmesi ve yarattığı sonuçların her geçen gün daha da ağırlaşması gibi birçok faktörü alt alta, üst üste koyduğumuzda ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özelliklerini yanına eklediğimiz de erken seçimin olma olasılığı çok az.

  Sevgiyle kalın.