Advert
Advert

Yücel, “Sa­nat­çı ese­ri sa­tıl­dı­ğın­da üret­ken­li­ği ar­tar”

Şanlıurfa’mızın son yıllarda yetiştirdiği en önemli ressamlarından Mehmet Yücel’in çalışmalarından birisi olan THE BORDER yani sınır, Venedik te her yıl düzenlenen bienal de sergilenmeye değer görüldü.

Yücel, “Sa­nat­çı ese­ri sa­tıl­dı­ğın­da üret­ken­li­ği ar­tar”
Yücel, “Sa­nat­çı ese­ri sa­tıl­dı­ğın­da üret­ken­li­ği ar­tar” Admin
Advert

Çalışmalarımda her kültür, inanç ve ırktan toplumların sembollerini görebilirsiniz diyen Ressam Mehmet Yücel, Haber Müdürümüz Aziz Budak’a çalışmaları hakkında bilgi verdi. Yücel, “Anadolu da şimdiye kadar birçok medeniyet yaşamıştır. Her medeniyet ya da toplumun özellikleri bir birinden farklıdır. Ayrıca bu dünyada sadece tek bir tür insan yaşamıyor. Çeşitli, farklı özelliklerde toplumlar var.” Dedi.

Ressam Mehmet Yücel ile yaptığımız o röportaj:

Kendinizi tanıtır mısınız?

İsmim Mehmet YÜCEL

1978 yılında Şanlıurfa’da Balıklıgölün civarında Dedeosman dediğimiz mahallede doğdum, maddi durumu çok iyi olmayan bir ailenin 9 ncu son çocuğuyum..ilk ve orta öğrenimimi burada tamamladım. Annemi hiç görmedim diye bilirim. Babamsa ben 15 yaşındayken öldü. Çocukluğundan beri içimde sanat aşkı vardı. Çevremdeki insanların portrelerini sık sık çiziyordum..hatta bazen yakın çevrem bana bu ne başka iş mi yok derlerdi. Lise dönemindeyken hep arkeolog olmayı hayal ettim fakat resim yeteneğim ön plandaydı. Lise yıllarında arkadaşlarımın portrelerini çiziyordum. Lise son sınıfta resim öğretmenimin yönlendirmesiyle eskiden güzel sanatlar galerisi olan şimdi ki koruma kurulu binasında resim kursuna başladım.. Bir yandan seyyar satıcılık yaparken tezgâhımın yanında bir yandan da canlı canlı 1 saate portre çiziyordum. O dönemde şimdiki gibi kurs seçeneğiniz çok fazla yok ayrıca size ders verecek hoca da yok. Arkadaşlarla kendi aramızda günde bir arkadaşımızın evinde toplanarak sınavlara hazırlandık.  Ve 1997 yılında Gazi Üniversitesi, resim iş Öğretmenliği bölümünde kazandım  ve 2001 yılına kadar  sanat eğitimi aldım.

2001 yılından bu yana görsel sanatlar öğretmeni olarak çalışmaktayım. İskenderun da 5 yıl çalıştıktan sonra 10 yıl aradan sonra 2007 Urfa ya döndüm. 4 Yıl Karaköprü Belediyesi bünyesinde yetişkinlere yönelik resim kurları düzenledim. Sonrasında yüksek lisans eğitimimden dolayı kurs vermeyi bıraktım. şu anda tez aşamasındayım. Ve halen Karaköprü’de bir okulda görsel sanatlar eğitimcisi olarak çalışmaktayım.  Öğretmenliğimin dışında her günümün 3 saati evimdeki atölyemde sanatsal çalışmalarım yürütmekteyim, sanat eğitimi hakkında araştırmalar yapmanın dışında sanat eğitimi hakkında makaleler yazmaktayım. nerdeyse her ay bir farklı şehirde karma sergilere eserlerimi göndermekteyim.

Şu andaki serginiz hakkında bilgi verir misiniz?

Şu anda ki sergim benim 3. kişisel sergim ve 35 eserden oluşmaktadır. 5 günlük sergim boyunca pek çok izleyici sergimi gezdi. Sanırım 4000 kişiye ulaşmıştır. Haliliye belediye başkanımız, değerli milletvekillerimizden sayın A.Eşref Fakıbaba, il mili eğitimden şube müdürlerimiz, gazeteciler, yazarlar, dernek başkanları, sendikalar, esnaflar  kısacası her kesimden sanatsever sergimi izlemeye geldi. Hepsine sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Genellikle yeni çalışmalarımı sergiliyorum. Konularımı da yaşadığım toplumun kültüründen esinlenerek modern bir anlayışla kendi anlatım dilimi kullanarak ifade etmeye çalışıyorum. Bu konuları seçmemin nedeni sanatçı kimliğimin olmasıdır. Çünkü; Sanatçı yaşadığı toplumun bir parçasıdır ve eserini oluştururken yaşadığı toplumun değerlerinden beslenir.

Kullandığınız renklerin canlılığı sanatseverleri küçük bir yolculuğa çıkarıyor. Siz tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?

Renkçi bir anlayışla eserlerimi oluşturuyorum. Çünkü yaşadığım bölge birçok farklı inanç, kültür, giyim, dili barındıran bir mozaik aslında. Bir nevi rengârenk bir bölge. Anlatım dili olarak yine bölgemizin vazgeçilmezi olan kırkyamadan esinleniyorum. Kırk yama dada aslında birçok renkli parçadan oluşuyor. Ama tabiî ki kırk yamaları boyayı kullanarak işliyorum. Konularım içerisinde bu bölgede yaşamış karakterler ve onların hikayelerini işliyorum. Abdal en çok kullandığım karakterlerden biridir. Hayat ağacı, dilek ağacı, ‘Nuh un gemisi en çok kullandığım sembollerdendir. Her eserim bir hikayeyi anlatır. Ancak bu hikayeyi okuyanlar, dinleyenler resimlerimi inceledikleri zaman anlarlar. Resimlerimin bir başka özelliği de baktıkça iç içe geçmiş figürler görürsünüz. Düşündüren çalışmalar. Resimlerimi oluştururken her paçayı ayrı ayrı düşünerek hangi renk ve motifi kullanacağıma karar veriyorum.

Çalışmalarınızda Vermek İstediğiniz Mesaj Nedir?

Çalışmalarımda her kültür, inanç ve ırktan toplumların sembollerini görebilirsiniz. Çünkü Anadolu da şimdiye kadar birçok medeniyet yaşamıştır. Her medeniyet ya da toplumun özellikleri bir birinden farklıdır. Ayrıca bu dünyada sadece tek bir tür insan yaşamıyor. Çeşitli, farklı özelliklerde toplumlar var. Birlikte Yaşanacak bir dünya…….  Toplumların bir birlerini olduğu kabullenmeleri gerektiğini düşünüyorum. Çalışmalarımdan birisi olan THE BORDER yani sınır. Bu çalışma aslında insanların kendileri için yarattıkları bir sınırdan bahsetmektedir. Bir toplumun farklı bir topluma karşı oluşturduğu sınırlar. Bu çalışmam Venedik te her yıl düzenlenen bienal de sergilenmeye değer görüldü.

Ağustos ayında san Leonardo kilisesinde sergilenecek. Vermek istediğim mesaj toplumların barış içinde yaşayabilecekleri bir mesajı içermektedir. Bundan dolayı çalışmalarımda her kültür ve toplumun simgelerini kullanıyorum.

Sanat dünyasında beni en çok etkiyen sanatçılar sembolistler ve fovistler. Gustave klimt ve Henry mattisse en sevdiğim sanatçılar. Ülkemizden de bedri rahmi üyüpoğlu, İbrahim balaban ve son yılların en değerli sanatçısı Ahmet güneştekin.

Az öncede söylediğim gibi birçok şehirde sergilere katıldım. Yurt dışında art balkan kamp için Arnavutlukta da bir sergiye çalışma gönderdim. Bu ağustos ayın da Venedik te düzenlenecek bir bienal için 4 çalışmam seçildi. Ancak yurt dışı sergiler gerçektende sanatçılar için ekonomik güç gerektiriyor. Çünkü kargo, eserlerin sigortalanması, yer tahsisi için alınan ücret ve sizin birkaç günlük harcamanız bayağı para tutuyor. Ancak yine de elimden geldiğince katılıyorum. Resimde satıyorum aslında. Ankara ve İstanbul da 3 bin liraya resim satıyorum.  Urfa da bu fiyatlar yüksek olduğu için Urfa da çok sergi açmıyorum. Urfa da sanata ve sanatçılara yeteri kadar destek bulamıyorsunuz. Düşünün Urfa’ dan yurt dışında sanatsal etkinliklere katılan sanatçı çok nadirdir. Hâlbuki ki yerel yönetimler şehrin tanıtımı için bu fırsatları kaçırmamalı. Çok sanatçı biliyorum tüm masraflarını kendi yerel yönetimleri ya da sanayicileri tarafından karşılanıyor. İsim vermeyeceğim şu anda çok ünlü olan bir sanatçı arkadaşımda aynı zamanda 2008 yılında yurt dışı sergisi için memleketinin vekillerinin bu konuda ona fırsat sunduğunu her karşılaştığımızda anlatır. Çünkü hem memleketinin reklamı açısından hem de yöneticilerinin sanata verdiği destek sayesinde her bienallere katılıyor. Düşünün ki şu anda bile Venedik sergisi için sponsor bulmakta zorlanıyorum. Yöneticilerimizden gerekli desteklerin sağlanması konusunda ilgi bekliyorum.

Hayalinizdeki projeler nelerdir?

Hayalimdeki en büyük proje dünya sanat tarihi sayfalarına girmek tabiî ki. Çünkü sanat ansiklopedilerine girmek gerçektende kolay değil. Çok emek sarf etmeniz gerekiyor. Büyük boyutlu işlerle dünya turnelerine katılmak. Ve çocuklar yararına 81 il 81 sergi gibi bir projem var. Her şehirden sanatçıların eserlerini toplayarak bunların satışı ve gelirinin çocuklara bağışlanması. Bu projelerin finansı ve tanıtımı kolay bir iş değil. Bu konuda da iş yerel yönetimlere, sanayicilere ve siyasi temsilcilerimize düşüyor. Bu duyarlı olmalarını bekliyorum aslında.

Yeni yetişen sanatçılara tavsiyeniz nedir?

Yeni yetişen genç sanatçılara naçizane tavsiyem sanat alanında denemeler yapsınlar. Farklı teknikler, faklı bir dil kullansınlar. Çünkü kalıcı olan sanat taklit ya da tekrar edilenden ziyade yeni anlayışlardır. Sürekli de sanat alanında araştırma yapsınlar.

 

Son olarak eklemek istediğiniz var mı?

Son olarak şunu söyleye bilirim. Sanat toplumların uygarlık seviyesini gösterir. Bir toplumda ne kadar çok gerçek sanat eserleri üretiliyorsa o toplum o kadar gelişmiştir. 2. Dünya savaşı sırasında alman yönetici şunu söylemiştir en başta korunması gereken yerler müzeler ve içerisindeki sanat eserleridir. Çünkü yarınlarımıza ışık tutacak olan da aslında bu sanat eserleridir. Aslında tüm insanlık geçmiş hakkındaki bilgilere o dönemlerde yapılan sanat eserleriyle ulaşmaktadır.  Ayrıca Sanat eserleri dünyanın her ülkesinde önemli bir maddi kazanım ve prestij getiren yatırım aracıdır. Bu nedenden dolayı dünyanın birçok ülkesinde sanat müzayedeleri, bienaller, sergiler ve sanat fuarları düzenlenir. Sanat eserine verilen küçük miktarlardaki para ekonomik değişimlerden etkilenmez, üstelik kolay saklanır, taşınabilir olduğu için aranır bir yatırım aracıdır, değeri azalmaz artar. Yatırım olarak altın külçe, hisse senedi aldıysanız, evinize, işyerinize asıp, seyredemezsiniz. Fakat sanat eseri her mekânda yerini bulur, kendisini görürsünüz, gösterirsiniz, dostlarınızla güzelliğini, kıymetini görsel olarak paylaşırsınız.

                Sanat eseri satın almanın bir nedeni de sanatçıların yeni sanat anlayışları geliştirebilmelerini sağlamak adına sanatçılara destek olmaktır.  Çünkü sanatçı eseri satıldığında üretkenliği artar. 

                Her kesimden sanatsever kişi veya kuruluş sanat eseri alıcısı olabilir.

Ancak burada önemli olan gerçek bir sanat eseri satın almaktır.

Gerçek bir sanat eserinden kast edilen; orijinal, özgün ve çağdaş olmasıdır. Çünkü birbirinin taklidi olan eserler  her yerde bulunabilir. Ancak özgün olanlar nadir bulunan bir mücevher gibidir.

Bu güzel sohbet için sizlere teşekkür ediyorum.

 

YARIŞMALI SERGİLER

2016 ‘SAKÜDER’ resim yarışması/sergileme

2016 Şanlıurfa Belediyesi Birlikte Yaşama Kültürü/ 2. lik Ödülü

2015 ADÇ. Resim yarışması/sergileme

2014 Dumlupınar Üniversitesi ‘Farklı Ve Birlikte’/ sergileme

2008 Genç yetenekler aranıyor/sergileme Ankara

2006 ‘Şanlıurfa’ konulu resim yarışması/ mansiyon

 KARMA SERGİLERİN BAZILARI:

2017 galeri mavist / İstanbul

2017 Art Ankara Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı/ Ato Congre Merkezi

2017 ‘Saküder Ankara Buluşması’/ Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi.

2016 Galeri Niş  İstanbul

2015 art balkan / balkan ülkeleri

2015 ‘GÖRSED’ Dicle Üniversitesi, Diyarbakır

2014 Niğde Üniversitesi

2014 Çanakkale ‘Barış Petekleri’ Açık alan sergisi. Çanakkale

2014 ‘GÖRSED’ Erzincan Üniversitesi Sergi salonu

2005 ‘Şanlıurfalı Ressamlar’  ŞURKAV Sergi Salonu. Şanlıurfa 

Urfa Çağdaş Şanlıurfa Aziz Budak Ressam Mehmet Yücel röportaj sergi sanatçı eser vededik
Reklam
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı