Advert

Kepir Halil, “Bizim zamanımızda yokluk vardı”

Yaklaşık 90 yaşına dayanan (Kepir Halil lakaplı) Sırrınlı Halil Bulut, bu hafta gazetemize gençlik yıllarını, eski kurban bayramını geçmiş yıllarda yaşanan zor yaşam şartlarını Haber Müdürümüz Aziz Budak’a anlattı. Kepir Halil, “Bizim zamanımızda yokluk vardı. Kimsede para yoktu, para görmek için para sahibine çay içirirdik.” Dedi.

Kepir Halil, “Bizim zamanımızda yokluk vardı”
Kepir Halil, “Bizim zamanımızda yokluk vardı” Admin
Advert

Şu an emekliliğin keyfini çıkararak kahvede domino oyunu oynayan ‘Kepir Halil’ ile yaptığımız o röportaj:

Sizin çocukluğunuzda kurban bayramları nasıldı anlatır mısınız?

Bizim çocukluğumuzda garibanlık, fakirlik, parasızlık vardı. O zamanlar Sırrın köydü. Yaklaşık 200-300 kişi yaşardı herkes birbirini tanırdı. Ama parasızlıktan garibanlıktan dolayı kimse kurban kesmezdi. Mahallenin Bir iki zengin olan ağalar kurban keserdi gider onlardan et alırdık. Ama şimdi herkesin kurban kesmeye gücü ve imkânı var. Şimdi bizler ağalar gibi yaşıyoruz. Bey gibi yaşıyoruz. Millet şimdi varlık içerisinde yaşıyor. Ancak, şimdi şükretmeyi bilmiyoruz. Bu halimize Allaha hamd olsun şükredelim. Allah’ın verdiğine şimdi kimse şükretmiyor, kazananlar artık kazanmıyoruz diyorlar. Bizim döne mimimizde cebimizde 5 lira yoktu.

Yokluk içerisinde yaşamımınız nasıldı?

Sırrın ufak bir köydü. O zamanlar elektrik yok, yol yok, su yok, Gazyağı bulamazdık çıraları yandırmaya. Gerlengeç gider toplardık onu ezer yağını çıkarır çıraya koyar ve yandırırdık. Löküs bile o zamanlar çok lükstü kimselerde bulunmazdı. Sonra gazyağı ile idare yandırmaya başladık. O dönemlerde hayvanlar vardı hayvancılık yapıyorduk. Hayvanları kim ne yapardı ki? En iyi hayvan 2,5 lira 3 lira idi. Ama o dönemlerde de kimde para vardı ki? Para yoktu kimsede.

 

Para görmek için çay içirmişsiniz doğru mu?

Zencirli kapıda Sani diye biri vardı. O zamanlar mor binlik vardı. Kağıt para idi vallahi kahveye gelirdi derdi ki, bana kim çay içirirse ona parayı göstereceğim. Kendisine çay içirirdik, parayı cüzdanından çıkarır gösterirdi. Para görmemişiz ki. Kimsede para yok o dönemlerde. O Dönemlerde o bin lira ile Sırrın köyü ’nün hemen hemen yarısı alınırdı. Çünkü o zaman para kimsede yoktu. Sırrın’da herkesin tarlaları vardı. Ama neye yarardı. Buğday ekerdik olmazdı. Arpa ekerdik olmazdı olanına ellerimizle yolardık. Harman yerine getirir onu gemle ufaltırdık, ellerimizle savururduk. Rezillikti o dönemler kardaşım. Şimdi bakıyorsun ekilen tarlaya biçer giriyor arkasında römork buğday veya arpayı ayırıyor samanı balya yapıp bırakıyor. Hiçbir şeyde haram olmuyor. O zamanlar yokluk içerisinde tarlaları kim ne yapardı. Ama o tarlalar şu anda kalsa trilyonlar eder, millet fakirlikten yokluktan tarlaları sattı o dönemler.

Çocukluk döneminizde yaşantı nasıldı, okula gittin mi?

Benim dönemimde okul yoktu. Benim dayım olan öğretmen Bektaş bizleri bir evde okuturdu. Altımızda minder, minderde otururduk kürsü sandalye falan bir şey yok o zaman. Daha sonra devlet köye okul yaptırdı. Okul yapımında herkes gönüllü olarak para almadan çalıştı. Okul açılınca rahat eğitim yapılmaya başlanıldı. O zamanlar tuvalet yok, hamam yok, su yok. Tuvalet için tarlalara giderdi millet. Eşeklerle su taşırdık evde leğende yıkanırdık.

Şimdi millet çok şanslı her evde su, elektrik güneş enerjisi var. O dönemlerde köyde içmeye su yoktu. Şimdi ağa gibi yaşıyoruz, kıymetini bilmiyoruz, şükretmiyoruz bunun için her geçen gün kötüye gidiyoruz. Şükredelim Allah’ın nimetlerine ama nerde.

 

O Dönemlerde kazancınızı nasıl sağlıyordunuz?

O Dönemlerde ameliyelik yaptım derelerden kum taşıdık. Kül taşırdık tarlalara, tarlalarda ağa malı idi çalış çalış boş. Çalışıyoruz hal pazarına borcuyuz, ekin öncesi hal pazarından para alırdık ekinler gelince taşı taşı hamballık, komisyon ve aldığımız para ile zorla geçimimizi yapıyorduk.

O Dönemlerde kavun, karpuz, Salatalık, Patlıcan, Biber, Domates ekerdik. Tarlalara girince mis gibi koku vardı. Kavunu burda yersen 100 metre ileride kokusunu alırlardı. Salatalık yerken ağzımız köpüklenirdi. Şimdi salatalık yiyoruz salatalık tadı yok. Kavun yiyoruz kavun tadı yok, Karpuz yiyoruz karpuz tadı yok kabak gibi.

Sırrın’da tarım yaptığınız yerlerde şu an binalar yükselmiş ne dersiniz?

Bunlar belediyelerin yanlış politikaları, Şimdiki ŞUTİM’in olduğu yerde Sırrın’da imara açılan tarım arazilerinde öyle sebzeler yetişirdi ki. Ama belediye başkanlarımız sağ olsun Urfa’da dağlar taşlar dururken menfaat uğruna tarım arazilerini imara açtılar yazık ettiler memlekete.

Eskiden söz senetti diyorlar anlatır mısınız?

Bizim zamanımızda söz senetti. Şimdi senetlere kimse güvenmiyor. Giderdik mağazalardan eşya alırdık ödememiz harmandan harmana idi. O dönemlerde bu zaman borcumu ödeyeceğim dedin mi bitti. Herkes önceden tedbirini alır günü geldiğinde gider borcunu öderdi. O zaman herkes sözünü tutarlardı, sözlerine sadıklardı. Şimdi insanlarımız birbirine güvenmiyor. O zaman birisi borcunu vermediği zaman yüzüne tükürürlerdi. Sen borcunu neden ödemedin utanmıyor musun deseler ölümden beterdi. (Röportaj: Aziz Budak)

Urfa çağdaş şanlıurfa sırrın kepir halil Halil Bulut Aziz Budak yokluk
Reklam
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı