26-30 Kasım tarihlerinde Urfa'da yapılan "Savaş Ağır bir Günah" Sempozyumu ve "Dikenli Sarmaşıklar" sergisi için kentimize gelen 70 sanatçıdan biri olan Esma Bayraktar, Şanlıurfa'yı Suriye sınırında bir şehir, göçmenlerin en çok yaşadığı, her gün bombaların patladığı bir şehir olarak hayal ederek geldik. Buradan huzurlu bir şekilde ayrıldığımız içinde mutluyuz.
Şanlıurfa'nın huzurlu bir tanıtımı için Belediyelerin daha çok etkinlik yapması gerektiğini ifade eden Bayraktar, Haber Müdürümüz Aziz Budak'a peygamberler şehrine daha fazla insanların getirilmesinin kent adına şans olduğunu söyledi.
KENDİNİZİ TANITIRMISINIZ? URFA'YA GELME FİKRİ KİMDEN GELDİ?
Ben Esma Bayraktar eski bir gazeteciyim. 10 yıldır mesaj sergiler yapıyorum, kişisel sergiler, atölye sergileri yapıyorum. Eski gazeteci arkadaşım olan uluslararası Ekoloji Kadın Köyü Derneğinin başkanı olan Hüzün Yücel hadi Şanlıurfa'ya gidiyorum ben… Orada arkadaşlarla görüşeceğim, arkadaş dost ziyaretine gidelim daha evvel biz orada çeşitli etkinlikler yaptık, Şanlıurfa'nın nasıl bir yer olduğunu hem gör hem de güzel bir proje var orayı ile ilgili proje yapalım dedi. Ben Urfa'ya gelmeye korktum orası biraz tehlikeli değil mi dedim oda bu dönemde orda hiçbir şey yok arkadaşlarım var dedi tanıdıklarım var işte belediyede danışman arkadaşlarım var onlarla tanışırsınız dedi.
PEKİ, URFAYA İLK GELDİĞİNİZDE HANGİ DUYGULARLA GELDİNİZ?
Urfa'ya ilk geldiğimde korkarak geldim. Çünkü televizyonlarda gösterilenler hep savaş ortamları idi, Suriye sınırında bir şehir göçmenlerin en çok yaşadığı, her gün bombaların patladığı bir şehir olarak hayal ederek geldik. Terör ile hafızalarımıza kazınan Doğu ve Güneydoğunun bir ili algısı var idi, fakat Urfa sınırlarına vardığımızda okullarına giden ellerinde kitap ve defterleriyle birbirleriyle şakalaşarak güle oynaya üniformalı çocukları gördüğümde şaşırdım. İkinci şaşkınlığım ise Urfa da bizi karşılamaya gelen Gülseren Hanım ile arkadaşının gayet modern gayet rahat olmaları idi, onları gürünce o korkuyu atlattım dışarıdan göründüğü gibi değildi. Urfa huzur içinde bir şehir, çok etkilendim.
ESKİ BİR GAZETECİ OLARAK ŞEHRİMİZİ NASIL BULDUNUZ İZLENİMLERİNİZ ALABİLİRMİYİZ?
Geldik Urfa'yı gezdik tabii ki, Urfa'nın tarihi zenginliğini kültürel zenginliğini kitaplardan belgesellerden filmlerden biliyordum. Tabi şimdi kendi gözlerimle gördüm, dünyanın ilk üniversitesini kültürün beşiği burası gözle görünce daha da etkilendim. Savaşın çocuğa ve kadına verdiği etkiden bir anne olarak bir kadın olarak çok etkileniyordum. Buraları gördükten sonra daha pekinleşti bu duygular ve arkadaşlarımla İstanbul'a döndüğümüzde Şanlıurfa için güzel bir proje yapalım dedik. Tekrardan Urfa'ya geldiğimizde belediye kültür işleri daire başkanı ile görüştük, kültür daire başkanına buradaki şaşırmamı anlattım. Korkuyla geldiğim şehirde gülen çocuklarla karşılaştığımı, modern kadınları gördüğümü, tabii ki yerel elbiseleri ile insanlar daha güzel idi. Huzuru hissetim, gördüm biz böyle bilmiyorduk dedim o'da bu konuşmalarımdan çok etkilendi. Burada bir şeyler yapalım dedi. İstanbul'daki arkadaşlarınızda böylemi düşünüyor dedi. Evet dedim ben Urfa da sokakta oturup ciğer yedim dedim, o da oturduğunuz o sokaklarda insanlar o tabureler oturmak için eskiden sıra beklerlerdi şuan gelip giden eskiye nazaran çok az dedi. Herkesin algısı değişti, insanlar şehrimize gelmek istemiyor biz bu duruma çok özlüyoruz dedi. Onun bu sözleri de beni çok etkiledi. İstanbul'a gittiğimizde zaten hüzün Yücel hanımla bunu konuşuyorduk, kafamızda vardı bazı şeyler. Buları Orhan Cesur hoca ile bunu paylaştık. Sonra hep beraber bir toplantı yaptık. Şanlıurfa için ne yapabiliriz işte savaş zaten bir insanlık ayıbı bunu biliyoruz, görüyoruz çocukların kadınların üzüntüsünü. Tabii ki herkes etkileniyor bu savaştan. Ve bu toplantının ardından ortaya bir proje yapma fikri çıktı.
PEKİ BU PROJEDEN BEKLENTİLERİNİZ NELERDİ?
Projeden beklentilerimiz şunlardı, bir buraya yani Urfa'ya insanlar gelsin mümkün olduğu kadar çok insan gelsin sanatçıları getirelim. Sanatçılarda buraları görüp benim şaşırdığım gibi şaşırsınlar. Bu sanatçılar şehirlerine döndüklerinde onlarda memleketlerinde Urfa'yı anlatsın ve toplumdaki Urfa'ya bakış açısı değişsin birinci amacımız bu idi. Asıl amacımız ise savaşa karşı idi. Bunu da projenin içine kattık. Bu yetmiş ressamın içerisinden içinden ülkemizin çeşitli kentlerinden ve yurt dışından da ressamlarımız vardı. Bunlarda resimleri ile savaşa karşı, barışa davet edelim. Barışa güvercin uçuralım Güneydoğu'dan sınıra sıfır bir şehirden yani Şanlıurfa'dan bütün dünyaya uçsunlar bu barış güvercinleri, bu bizim için çok anlamlı idi. Projeyi KAMER vakfı ile paylaştık. Uluslararası Ekolojik Kadın Köyü Derneği ile birlikte yaptık bu projeyi. Yardım edenlerde vardı her türlü katkıyı sunanda IMPR vardı, Şanlıurfa belediyesi vardı. Bu iki kurumda yardımlarını esirgemedi sağ olsunlar. Gelen sanatçılar hepsi korkarak geldi, biz daha önce gelip gördüğümüz için korkmadık tabii ki, ama şunun dedim arkadaşlara İstanbul'da da Paris te de dünyanın her yerinde bombalar patlıyor yani bütün dünya karışık dedim. Bizde bu patlamalara karşı bir şey yapıyoruz ve anlamlı bir iş yapıyoruz. Onun için korkmayan gelsin bizimle korkmayan 70 kişiyi topladık ve buraya geldik.
PEKİ, BATININ DOĞUYA BAKIŞ AÇISINI NASIL DEĞİŞTİRMEK LAZIM? MALUM DOĞU TERÖR İLE ÖZDEŞLEŞMİŞ YETKİLİLERDEN NE GİBİ BEKLENTLERİNİZ VAR?
Sanatsal kültürel etkinlikler mutlak ama mutlak ön plana alınmalı ve yapılmalıdır. Yetkililerin bu gibi organizasyonları samimi bir şekilde yapmaları ile değiştirilebileceğine inanıyorum. Bu tarz etkinlikler yapıldığında herkes gelir buralara. Yetkililerin etkinliklere daha çok ağırlık vermelerini temenni ediyorum. Bilhassa sanatçıları davet etsinler buraya, bilim insanlarını davet etsinler, akademisyenleri davet etsinler, büyükşehirlerden bilhassa batı illerinden toplu olarak insanları davet etsinler. Çünkü batıda yaşayan insanlarımız buraları buradaki insanları tanımadıkları için görmedikleri için ürküyorlar. Hâlbuki korkulacak bir şey yok buralar gayet huzur içinde, insanları samimi ve dürüst yabancıya karşı daha çok ilgili ve yardımsever insanlardır. Özellikle Urfa bir huzur şehri gerçekten peygamberler şehri, gelen yetmiş sanatçıda bunu gördü ve şahit oldu. Korkarak gelen sanatçılar sınıra yakın olan Harran'ı gezdiler gördüler turistik ve tarihi yerleri gezip gördüler. Halfeti turunu yaptılar ve çok keyif aldılar ve hayran kaldılar. Gerçekten muhteşem yerler cennet gibi yerler. Şanlıurfa müzesini, mozaik müzesini gezdiler, Urfa'da gezip görülecek yerleri dolaştılar ve gerçekten korkulacak yerler olmadığını gördüler hayran kalarak geri döndüler. Gerçekten gelip görülmesi gereken bir coğrafya her köşesi birbirinden egzotik mistik bir şehir.
ŞANLIURFANIN İNSANLARINI NASIL BULDUNUZ?
Şanlıurfa'nın insanları da çok iyi ben gelirken böyle bir şey beklemiyordum ama şaşıştılar beni. Gece yarısı çıkıp Urfa'yı gezdim sokaklarında dolaştım Urfa'nın. Kimse beni ne rahatsız etti, nede bir şey dediler, bunu bütün samimiyetimle söylüyorum Urfalılar çok kibarlar karşıdan karşıya geçmelerde yol verdiler. Hatta aramızda arkadaşlarımla espri yaptık acaba güzel kadınları görünce mi yol verdiler ama biz güzelsek İstanbul'da da güzeliz dedik. Gerçekten çok mutlu dönüyoruz şu an.
PEKİ, EFENDİM EKLEMEK İSTEDİĞİNİZ SON BİR ŞEY VARMI?
Buralarda bulunduğumuz süre içerisinde bizlere emeği geçen her kese teşekkür etmek istiyorum, bu projeye katkı sunan KAMER'e ve onun yönetimine bakan Gülseren Kaplan'a, Uluslararası Kadın Köyü Derneğine (ULEKAD)a yani Hüzün Yücel hanımefendiye ve bizlere katkı sunan herkese, Urfa halkına kısaca emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu tür etkinliklerin sık sık yapılamasını tavsiye ediyorum. Büyükşehir Belediyesinin hiç olmasa bu tür etkinlileri yaparken tecrübe kazanması gerekiyor. Bu tür etkinlilere katkıda bulunurken tecrübe kazanmış olur.
BİZLERDE SİZLERE TEŞEKKÜR EDİYOR URFAMIZA TEKRAR BEKLİYORUZ
Teşekkür ederim, Dünden Bugüne ŞAFAK Gazetesine bizlere bu imkanı tanıdığı için teşekkür ediyorum.
(Röportaj: Aziz Budak)