Advert
Advert
Çalışan Gazeteci Arkadaşlarımın Günü Kutlu Olsun
Aziz Budak

Çalışan Gazeteci Arkadaşlarımın Günü Kutlu Olsun

Reklam

Bugün kutladığımız 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü bu yazımı kaleme almak istedim.

Öncelikle gazetecilik mesleğini icra ederken görevi başında hayatını kaybeden basın şehitlerimizi rahmetle ve minnetle yad ediyorum, mekanları cennet olsun. Halen kutsal ve bir o kadar zor şartlarda çalışan gazeteci arkadaşlarımın da 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutluyorum.

                Ne olmuşta 10 Ocak tarihini biz gazeteciler günü olarak kutluyoruz ona değinmek istiyorum. Basın tarihimize baktığımız zaman 4 Ocak 1961 tarihinde kabul edilen ve 10 Ocak 1961 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 212 sayılı yasa ile biz basın çalışanlarına bir takım haklar verilmiştir. Yasa’nın 4. Maddesinde yazılı mukavele başlığı ile çalıştığımız basın kuruluşu ile yazılı olarak sözleşme yapma zorunluluğu getirildi ve bu sözleşmede gazetecinin unvanının (yapacağı işin açıkça belirtilmesi), alacağı ücretin yazılması, gazetecinin kıdeminin (kaç yıldır bu mesleği yaptığının belirtilmesi), iki yıl çalışması halinde ücret artışının rakamla belirtilmesi, kullanacağı doğum-hastalık-yıllık izin gibi bir çok sosyal ve yasal haklarımız verilmiş oldu.

                Yasanın yayınladığı tarihten günümüze kadar geçen süre ve bu süre zarfında basın sektöründeki teknoloji değişiklikler ve yaşamımızdaki değişiklikler göz önüne alındığında, sahada çalışan arkadaşlarımızın sosyal ve ekonomik hakları yönünden güncel ihtiyaçlara göre değişiklikler doğmuştur.

                Basın alanında faaliyet gösteren gerek kamu kurumları, gerek cemiyetler değişik zaman dilimlerinde çalışta veya seminer adı altında basın sektörünün sorunlarını görüşmek ve çözüm bulmak adına bir araya geliyorlar. Bu çalıştaylar da nedense sürekli öncelikli hatta tek konu resmi ilan alan gazetelerin maddi durumları dile getiriliyor. Gazetenin meydana gelmesinde emeği olan biz gazetecilerin hiçbir sorunu dile getirilmiyor. Özellikle görev yaptığımız bölgede arkadaşlarımızın karşılaştıkları sorunlara baktığımız zaman yakın zamanda sınır bölgesinde görevi başında yaralanan arkadaşlarımız dahi oldu.

                Basın tarihimizde “Dokuz Patron Olayı” adıyla bilinen olayda 212 sayılı Yasa ile gazeteci meslektaşlarımıza yukarıda belirttiğim haklar verilince, sahipleri bizlere verilen hakları kendileri için yük olarak gördükleri için 9 gazete patronu 212 sayılı yasanın sakıncalı olduğuna dair açıklamada bulunmuşlar ve 3 gün süre ile gazetelerini kapatarak protesto etmişlerdir. Çalışan gazeteciler bu 3 günlük süre zarfında boş durmayarak halkı bilgilendirmek adına “Basın” adında bir gazete yayımlamaya karar vermişlerdir.

                Geçmişe ve günümüze baktığımızda pek değişen bir durum olmadığı görülüyor, gazetelerini meydana gelmesinde esas emeği bulunan biz gazetecilere verilen ücret her zaman gazete patronlarına çok gelmiştir. Oysaki bir olayın haber haline gelebilmesi için yeri geliyor kolluk kuvvetleri ile yeri geliyor suçlu ile yeri geliyor idarecilerimizden tepki görüyoruz. Tamamen halkı doğru bir şekilde bilgilendirmek adına çektiğimiz bu sıkıntıların bedeli ay sonunda hesabımıza yatan asgari ücret ile ölçülüyor.

                Güler misin ağlar mısın diye bir tabir var ya, tam biz gazeteciler için kullanılmalı. Her yılsonunda hükümet, sendika temsilcileri ve işveren temsilcilerinden oluşan asgari ücret komisyonu, gelecek yıl asgari ücretini belirlemek üzere toplanıyor ve basınımızda epeyce yer alıyor. Ücret oranı açıklanmadan sokakta halkla röportaj yapılıyor ve sıkıntılar halkımıza haber olarak sunuluyor. Daha sonra asgari ücret oranın belirleniyor ve gazete manşetlerinde asgari ücretle insanca nasıl yaşanır tarzında başlıklar atılıyor ve bu haberi de kendisine ödediği asgari ücreti çok gördüğü çalışanı olan gazeteci arkadaşımıza yazdırıyor.

                Her mesleğin zorluğu çalışanadır ancak ne iş yaparsanız yapın belirli bir mesai saati vardır ve bu mesai saatinde çalışma, yemek, çay molası gibi bölümlerden oluştuğu herkesçe bilinmektedir. Peki ya biz gazetecilerin çalışma saati nasıl? Haber peşinde aç, susuz, koşuşturduktan sonra gazetemize geldiğimiz zaman siz sanıyor musunuz biz dinleniyoruz. O haberin okuyucuya ulaşması için haber metninin yazılması, fotoğrafın seçilmesi, mizanpajı gibi birçok iş daha bizi bekliyor.

                Özellikle teknolojik yenilikler ile farklı bir boyut kazanan gazetecilik mesleğinin birkaç gazete sahibinin tekelinden kurtularak, haberin gerçek sahibi olan biz gazetecilere ödeneceği yasal düzenlemelerin zamanı gelip geçti. Ülke olarak yönetimsel birçok değişikliğe uğradık ve birçok yeni kurumlar kuruldu ve yasal düzenlemeler hayata geçirildi.

                Basın sektörümüzde de dijitalleşme ile kâğıt gazeteciliğinin artık son bulduğu, kimsenin eline gazete alıp okumadığı bunun yerine bilgisayarına veya cep telefonuna yüklediği bir uygulama ile anlık haberlere ulaştığı bir dönemde internet medyasının yasal bir düzenlemeye kavuşturularak, haberin gerçek sahibinin muhatap alınacağı ve adil bir şekilde ücret dağılımının yapılacağı değişikliğe bir an önce geçilmelidir. Sadece gazete patronlarının sorunlarına çözüm arayan değil, basın sektöründe emek veren herkesin sorunlarına adil bir şekilde çözüm arandığı zaman mesleğimiz daha bir itibar ve saygınlık kazanacaktır.      

Şanlıurfa'da Çalışan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Tahir Gülebak, Gazeteciler Fotoğraf Sergisi düzenledi. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle 10 Ocak'ta akşam Karaköprü Nobel'de gazetecilere aileleriyle beraber mükemmel bir gece güzenleyecek. Bu davranışından dolayı başkan Tahir Gülebak'ı kutluyorum.

                Bu vesile ile Tüm gazeteci meslektaşlarımın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı