Atalarımızın güzel bir sözü ile konuya girmek istiyorum, "Ya hayır konuş ya da sus" demiş büyüklerimiz, bu sözü şehrimizde demek ki duyan çok az kişi var. Kadim şehrimizin sözde seveni çok ancak, gerçekler hiçte öyle değil.
İlk önce bir gazeteci olarak şahit olduğum güzel çabaları sıralayıp daha sonra bu çabaların kendini bilmez birileri tarafından silinip gittiğini anlatayım.
Şanlıurfa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Tahir GÜLEBAK'ın geçtiğimiz yıllarda başlattı "Urfa İçin Tek Kalem" sloganıyla İlimiz valisi, başsavcısı, büyükşehir belediye başkanı, ilçe belediye başkanlarını Cemiyet binasında basın mensupları ile buluşturarak, ilimizin daha iyi tanıtımı için neler yapabiliriz diye görüş alış verişinde bulunulduğu bu güzel programlara birçok basın mensubu arkadaşımda katılmıştır. Her defasında da basın olarak ne kadar çok sorumluluğumuz olduğunun farkına varıyoruz ve tüm basın mensubu arkadaşlarla aynı görüşü paylaşarak İlimizin güzel tanıtımının yapılması için karar alarak dağılıyoruz.
Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Nihat ÇİFTÇİ'nin çabaları ile 2017 yılında ilk defa kutladığımız İsot festivali ulusal kanallarda dahi geniş yer alarak Şanlıurfa'ya ait değerlerin tanıtımı tüm yurda hatta yurtdışına duyuruldu. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Nihat ÇİFTÇİ'nin ve Haliliye Belediye Başkanımız Sayın Fevzi DEMİRKOL'un çabaları ile Göbeklitepe'nin ziyarete açılması da ulusal basında oldukça yer aldı, yerli ve yabancı turistlerin ziyaret etmeleri için gerekli çalışmalarını hepimiz gördük.
İlimizde yapılan bu güzel çalışmaları gördükçe bir şeylerin değiştiğini düşünmeye başlıyorum ki gün geçmeden tüm bu çabaları gölgede bırakacak bir çirkinlik ile Şanlıurfa'mız ulusal basında anılmasın.
Şanlıurfa'nın sağlıkta ülke sıralamasında çok gerilerde olduğunu ataması olan doktorların bir şekilde başka illere gittiği sürekli gündem konusu oluyor ve bir çözüm önerisi aranırken, Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde pediatri asistanına kaldırım taşıyla saldıran hasta yakınları, doktorumuzu ağır yaraladılar. Bu vahim olay ulusal kanallarda ana haber bültenlerinde ve yazılı basında geniş yer buldu.
Öyle ki İçişleri Bakanlığı hastanelerin acil bölümünde polis görevlendirme kararı aldı. Elbette hasta yakını hastasına bir an önce müdahale edilmesini isteyebilir hele de bu hasta bir çocuk ise. Kim haklı kim haksız davasına girmiyorum, hatası olsa bile şikâyet yollarına başvurulmalı, doktor’da sorgulanmalı ama, hemen taşa sopaya sarılıp bir insanı öldürecek haddeye getirmenin hiç bir açıklaması olamaz.
Bu olay üzerine atama tercihi yapacak doktorların Şanlıurfa'ya bakış açısı ne kadar değişmiştir varın siz düşünün. Bu kötü algıyı değiştirmek için ne kadar çaba vermemiz gerekiyor onu da bilmiyorum. Tüm bunlar olurken içimizden bir arkadaşın sosyal medya hesabında paylaştığı Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesinde muayene olmak için sabah namazında sıra alırsanız muayene oluyorsunuz yoksa saat 09'dan sonra sıra verilmediği yönündeki paylaşımı da maalesef ilimizi hiçte iyi olmayan bir şekilde gösteriyor.
Dedim ya gün geçmesin ki yeni bir tuhaf haber ile sarsılmayalım, fakat bu seferki yenilir yutulur gibi değil. İsminin önüne "ŞANLI" ibaresini alan, medeniyetin ilk başlangıç noktası olan, tarımın ilk uygulandığı diyar olan şehrimizi hem de içimizden biri nasıl olurda beğenmez, evet gündemimize düşmesiyle bomba etkisi yapan Birecik Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanının Sayın Cumhurbaşkanımıza hitaben yazdığı mektup ile Birecik ve Halfeti ilçelerinin Gaziantep'e bağlanması talebi.
Bu makam ve mevkide bulunup Şanlıurfa'nın değerlerinden faydalanan birinin böyle tarifsiz bir açıklama yapması veya talepte bulunması kendi cahilliğine veya adını duyurmak için seçtiği yanlış bir yol olarak kendine yakışabilir fakat ne Şanlıurfa'mıza ne de o ilçede faaliyet gösteren ve Şanlıurfa'mıza gönül vermiş sanayicimize yakışmadı. İnanıyorum ki sanayicilerimiz veya yönetim bu konuda gerekli kararı alacaklardır. Ülkemizin her şehri bizim için değerlidir ve güzeldir ancak, Şanlıurfalı biri için yaşanacak en güzel yer Urfa’dır. Bu başkanın gerçekten Şanlıurfalı veya Birecikli olduğuna inanmıyorum.
Dedim ya İlimizi daha güzel tanıtmak için tüm kurumları ile çaba harcarken kendini bilmez birinin yaptığı bir hata nedeniyle bütün çabalarımız maalesef yok olup gidiyor.
Şanlıurfa'mızın kaderi çevre illerdeki güzel faaliyetleri anlatmak olmamalı, kendimize ait tarihi, kültürel, turistik ve doğal güzelliklerimizi en güzel şekilde tanıtmak olmalı, bunlardan da önemlisi batı illerimizde yaşayan vatandaşlarımıza Urfa insanının ne kadar misafirperver olduğunu da anlatmalıyız. Artık Şanlıurfa'mız bu makus talihini kırıp kendine yakışır güzellikte anılmalı.
Bunun için de hepimizin doğru bir şekilde çok çalışmamız lazım. Sağlıcakla kalın.
