Merhaba değerli okuyucularım, Çağdaş Gazetemizin yayım hayatına başlaması ile mutluluğumuz bir kat daha artmış bulunmaktadır. Bizleri bu yolda yalnız bırakmayan tüm dostlarıma selam ve sevgilerimi sunarım.

                Bu zamana kadar 20 yıl boyunca çizgimiz ne ise bundan sonrada aynı çizgide halkın sorunlarını gün yüzüne getirmeye devam edeceğiz.

                Gazetecilikte geçen zamanımız bizlere birçok siyasal seçim sürecini yakından takip etme imkânı sağlamıştır. Aktif siyasette yer almasak ta her zaman siyasetle iç içe olmuşuzdur.

                Seçim tarihine daha uzun bir süre varken siyasi polemiklerin bu kadar erken kızışması birilerinin koltuk korkusundan kaynaklandığı fikrini ciddi olarak düşündürüyor. Bundan önceki dönemlerde seçimden 7 veya 8 ay öncesinden seçim startı verilirdi, ancak Ak Partinin uygulamalarına baktığımızda 20 ay hatta 22 ay öncesinden seçimle ilgili çalışmalar başladı.

                Seçim çalışmaları derken yanlış anlamayın, dediğim dedik çaldığım düdük uygulamalar. Özellikle belediye başkanlarının gündeme bomba etkisi yapan istifaları 2019 yerel seçimleri için hazırlık gibi görülse de Ak Partinin otorite ve baskıcı bir yapıya sahip olduğunun en güzel kanıtıdır.

                İstanbul BB Başkanı Kadir TOPBAŞ'ın istifası sonrası, Ankara BB Başkanında istifası isteniyor söylentileri ilk zamanlar Ak Partiye zarar verir düşüncesi hakimken, daha önce istifa eden belediye başkanlarının istifaları ile halkın gözünde bu istifaların sıradan ve demokratik bir süreçmiş gibi anlatılması sonucu maalesef Melih GÖKÇEK'in istifası ne çabuk unutuldu yada unutturuldu.

                "Ben halkın gücünün üstünde bir güç görmedim" diye halkın egemenliğini savunan Cumhurbaşkanımız istifa etmezlerse sonuçlarına katlanır diye bir ifade kullanması, Balıkesir BB Başkanının ailemle beni tehdit ettiler diyerek ağlayarak istifasını sunması 2019 yerel seçimlerinde mutlaka sandığa yansıyacaktır. Halkımızın demokrasiyi ve halkın egemenliği ilkesini iyi anlamaları ve bunu hayatlarına yansıtmaları gerekmektedir.

                Nasıl bir düşünme yetisine sahip ki Ak Parti seçmeni, kendi seçtikleri belediye başkanlarının seçime 2 yıldan az bir süre kala zorla istifa ettirilmesini olağan bir süreç gibi görmeleri.

                2019 yerel ve genel seçimleri geçmiş seçimlere benzemeyecek, nedeni de fetö darbe girişimi sonrası kanıt ve suç teşkil edecek bir delil olmamasına rağmen iftiralar neticesinde işinden olan insanların hala işlerine dönememesi.

                Ak partinin seçimlerde elinde her zaman oyuncak gibi kullandığı türban meselesi artık yok, peki onlar için oyuncak mı yok? Olmasa da bir şekilde gündemi meşgul edecek bir konu buluyorlar.

                Siyasi partilerin ve seçmenlerin gündemi çok iyi analiz etmeleri gerekmektedir. Çünkü; İktidar partisinin gemisi su almaya başladı.

                Gelen bir; müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesi, Allah aşkına bu güne kadar belediye başkanlıklarınca kıyılan nikahlarda, kim ne sıkıntı görmüş? Evlenmek isteyip belediye ye başvurduğunda kim geri çevrilmiş? Dedim ya, iktidar partisinin siyasette yeni bir oyuncağa ihtiyacı var.

                Bu kadar gereksiz bir konu ile ülke gündemini aylarca meşgul etmelerinin tek sebebi karşılarındaki ana muhalefeti yıpratmak ve halkın gözünde dine karşı bir parti olarak göstermeye devam etmekten başka bir çaba değil. Diyarbakır'ın Bismil ilçe Müftüsü ilk resmi nikahı kıydı.

                Müftünün nikâh kıyması ile değişen bir şey olmadı, burada ana muhalefet partisinin bu oyunu iyi analiz edip, seçim meydanlarında halkın önüne 1-0 yenik çıkmaması lazım.

                Dedim ya hükümet yeni seçim malzemeleri arıyor.

Gelen iki, bu zamana kadar Gazi Mustafa Kemal hitabını kullanırken ne oldu da 10 Kasın törenlerinde Atatürk söylemini kullanmaya başladılar. Ne oldu da bugüne kadar Atatürk demezken şimdi demeye başladınız? Sözüm ona hem dini değerlere yakın olduklarını, hem de Atatürkçü oldukları imajını vermeye çalışıyorlar.

                MHP'nin de destek vermesi ile Atatürk sadece CHP'nin sahipleneceği bir değer olarak görülmemelidir gibi algı oluşturarak şimdi den 2019 seçimlerine malzeme stoklamaya başlıyorlar. Dedik ya türban gibi bir malzemesi kalmayınca yeni oyuncaklar bulmak lazım.

                MHP'yi muhalefet partisi olarak görmemek lazım, diğer partilerin gündemi çok iyi analiz ederek bu tarzdaki tuzaklara düşmeden, halkın milli ve manevi değerlerine herkesin sahip çıkması gerektiğini çok iyi anlatmaları lazım.

                İyi partinin kurulması ile bazı korkularında oluştuğu herkesçe bilinmekte fakat, medya da gündem olmasını istemedikleri için hiç İyi Partiye dokunmuyorlar. Sosyal medyadaki şakşakçılar ise Meral AKŞENER'in fetö'cü olduğu yönünde algı oluşturmaya çalışıyorlar. HDP'den seçilmiş milletvekilleri cezaevine girerken Meral hanımın o örgütle alakası olsa şimdiye kadar dışarıda bırakırlar mıydı bu soruyu herkesin sorması gerekmektedir.

                Sonuç olarak, 2019 seçimlerine kadar ülkemizde görmediğimiz siyasi polemikleri göreceğiz. Müftünün nikah kıydığı gibi, zabıta müdürü ekonomiden sorumlu olabilir, İtfaiye amiri eğitimden sorumlu olabilir, şaka gibi geliyor ancak, siyasette her şey mubahtır düşüncesi hakim olursa bunları görmemiz yakındır.

                Kardeş, özgürce, demokratik ve sağduyulu güzel günler dilerim.