Advert
Advert
Özel Günler !!!
Aziz Budak

Özel Günler !!!

Reklam

Merhaba değerli okuyucu kardeşlerim.

                Dini ve milli bayramlarımızın sonuna kadar kutlanmasını savunuyorum hatta gerçek ruhunun hayatımıza yansıtılması, gelecek nesillerimize kültürel bir miras olarak bırakma adına üzerimize düşenin fazlasını yapmak gerektiği düşüncesindeyim.

                Dini ve milli bayramlar haricinde kutladığımız diğer özel günlere gelirsek, piyasaya canlılık getirmesi hasebiyle esnafımıza sağladığı fayda dışında bir faydası olduğunu zannetmiyorum. Aksine ne hediye alsam diye başlayan sıkıntının varın sonunu siz düşünün. Sürekli gündeme gelen israf toplumu oluyoruz uyarısını nedense hiç önemsemiyoruz. Her gün haberlerde yurdumuzun ayrı köşesinden yoksulluk haberleri gözümüzün önüne serilirken bu vurdum duymazlık nereye kadar sürecek.

                Hayatın zorlukları ve koşuşturmacasın da elbette kendimizi mutlu edecek sebepler bulmalıyız fakat bu sebepler bizi mutlu etmeli, kutlayacağımız o güne haftalar varken bizi sıkıntısı sarıyorsa, bu bize zaten var olan sıkıntılarımıza bir yenisi eklemekten başka bir şey değil.

                Gelelim yıl içerisinde sırası ile kutladığımız özel günlere, daha doğrusu dertsiz başımıza dert açtığımız günlere. Yeni yıla girmeden yılbaşı akşamı kimlere ne hediye versem kime ne hediye alsam telaşı ile önümüzdeki yeni yılda kendimizi strese sokmaya başlıyoruz. Sevip değer verdiğiniz ve bu değerin bir göstergesi olarak hediye aldığınız kişi karşınıza geçip, bana aldığın hediye diğerlerine aldıklarına göre biraz basite kaçmış demesi ile yeni yılın ilk gününde yaşayacağınız bu şok size ileride kutlayacağın özel günlerdeki sıkıntıların habercisi olacak.

                Gazeteci olmamız hasebiyle 10 Ocak  Dünya Gazeteciler Gününü elbette geçmemek lazım Allahtan bu günde hediye sıkıntısı olmuyor da, sosyal medya da veya köşesinde kim daha fiyakalı mesaj yazdı telaşı var. Oysaki her günü gecesi ayrı zorluklarla geçen basın mensuplarının sosyal sıkıntılarını gören duyan var mı? 10 Ocak'ta gazetesinde kutlama mesajı yayınlayan medya patronları çalışanlarının derdi ile dertleniyor mu? Urfa'da basında çalışıp ta iş memnuniyeti olan kaç basın mensubu arkadaşım var.

                Kutladığımız özel günlerin bir diğeri de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kutladığımız özel günler içinde "babalar günü" erkeklerin daha da önemsendiği başka bir gün yok.

            Dünya Kadınlar Günü hediye alıp vermeden ziyade kadınların uğradıkları haksızlıkların dile getirildiği bir gün olması, son zamanlarda ülkemizde yaşanan kadın cinayetleri veya kadına yapılan eziyetler nedeniyle hediyelerle kutlanmayıp, kadına gereken değerin verilmesinin vurgulandığı bir gün olarak hafızamızda yer almaktadır.

            Arabanın, evin, cep telefonunun, televizyonun vs en iyisi yeni modelde oluyor da neden kadına eskiler daha çok değer vermiş bunu neden hiç sorgulamıyoruz. Değer vermek pahalı hediye ile olmaz, Anlatılan bir kıssayı sizlerle paylaşayım;

Bir gün Cengiz Han, çevre hanları toplantıya çağırır. Bütün hanlar, halka oluşturacak düzendeki minderlere otururlar. Hakan’ın gelmesini beklerler. Cengiz Han yanında eşi Börte ile gelir ve  O’nu sağ tarafına oturtur. Gelenek gereği soldan başlayarak hanlar kendilerini tanıtırlar. Son konuk da kendini tanıtınca sırada Börte Kadın vardır.

 Burada sözü Cengiz Han alır ve “ ben hepinizin hanı Cengiz Han’ım. Bu da benim Han’ım  Börte’dir “ der. Kadınlarımızı her ortamda onura ederek onlara gereken değeri vermemiz gerekmektedir. Çünkü; bir kadın benim anam, senin bacın, bir diğerinin kızıdır.

            Gelelim sevgililer gününe; tarihçesi 3. yüzyılda Aziz Valentine’nin gizlice kıydığı nikahlara dayanıyor. M.S. 3. yüzyılda Roma İmparatoru Claudius II, ordusunu güçlendirmek için genç erkeklerin evlenmesini yasaklamıştır. Rivayete göre bu yasağa karşı gelen Aziz Valentine, gizli nikahlar düzenleyerek gençleri evlendirmeye devam etmiştir. İhanetin karşılığını canıyla ödeyen Aziz Valentine M.S. 270 yılında 14 Şubat’ta idam edilmiştir. Bu nedenle her yıl 14 Şubat’ta Sevgililer günü kutlanmaktadır. Bu tarihçeyi okuyup aman kutlamayalım diye bir düşünceyi de savunmuyorum. Azizler günü olarak kutlansaymış Aziz BUDAK olarak benimde bir günüm olurdu.

            Şaka bir yana artık hayatımıza girmiş olan sevgililer günü, ülkemizdeki siyasi, ekonomik, sağlık, eğitim gibi en önemli meseleleri dahi geri planda bırakıp ana haber bültenlerinde gündemi meşgul eden en stresli özel gün olmuştur. Marka ürünlerin sevgiler gününe özel indirim kampanyası reklamları gündemi daha da yoğun yaşamamıza sebep oluyor. Hediye alma işi zaten başlı başına ayrı bir dert, ucuz olmayacak, başka bir arkadaşında aynı hediyeyi görmeyecek, onun hoşlandığı tarzda olacak, hangi rengi beğendiğini bileceksin yoksa vay anam sen beni tanımıyorsun beni önemsemiyorsun gibi üstesinden gelemeyeceğiniz bir suçlamayla karşı karşıya kalırsınız. Unutmak gibi bir şansın zaten yok dedim ya ülke gündemi sevgililer günü kitlenmiş.

            Hediye nedir sevdiklerimizi mutlu etmek için aldığımız eşyadır. 14 Şubat öncesi sevgili olup, kutladın kutlamadın kavgaları sonrası kaç ayrılık yaşanmıştır veya kaç sevgili kavga etmiştir bir istatistik araştırma yapıldı mı bilmiyorum ama en kavgalı geçen özel günümüzdür.

                Yukarıda adının değiştirilmesi için bir teklifim olmuştu ama kendimi kayırdığımı düşünmeyesiniz diye ikinci bir alternatif daha var; Şanlıurfa'da şöyle bir yakıştırma vardır ya, Uğurlu beldesinde yaşanan kavga ve cinayetler nedeniyle adını yanlış koymuşlar uğursuz olmalıymış dedikleri gibi sevgililer gününün de adını kavga günü olarak değiştirelim.

                Geçtiğimiz günlerde kutladığımız anneler günü özel günler içinde en az kavga ettiğimiz gündür. Anneler gününde de kavgamı olur demeyin, olur olur hem de nasıl. Şöyle ki; senin annene şu hediye aldın benim anneme şu hediyeyi aldın, benim anneme az değer veriyorsun kendi annene daha çok değer veriyorsun gibi saç baş yolduran tartışmaların olma ihtimali çok yüksek.

                Neden en az kavga dedim, annelerimiz bizim için çok değerli olduğu için, bir gelin veya damat kayınvalidesi ile çok iyi geçinmese de anneler gününün kutlanmasına daha bir özen gösterirler çünkü yılda bir defa onların günü var. Oysa sadece anneler gününde mi hatırlanmalı ayaklarının altına cennet serilmiş analarımız, her daim baş tacı olması gerekmez mi.

                Babalar günü, Haziran ayının 3. Pazar günü oldukça sessiz çıtırtısız hatırlamanız yeter gibi olgunluk sözcükleri ile karşılanan ve akabinde geçen sene düz gömlek hediye etmiştim bu sene kareli gömlek hediye alayım gibi kolaylıkla, kaprissiz ve hoşgörülü kutladığımız tartışmasız geçmesi nedeniyle gerçekten özel olan bir gündür.

            Hepimiz öğrenci olduk ve öğretmenlerimiz hepimizin gözünde idol'dür. Adını andıkça hasretle, özlemle yad ettiğimiz değerli öğretmenlerimize buradan selam olsun. 24 Kasım'da kutladığımız Öğretmenler günü'de maalesef öğrencilerimizin ve velilerin önüne ayrı bir sorun olarak gelmekte.

            Şöyle ki; öğretmene alınan hediye sınıfta tüm öğrencilerin gözü önünde açıldığı zaman      Ayşe'ni hediyesi Fatma'nı hediyesinden daha değerli olduğu zaman haliyle çocuklarımızda bir mahcubiyet yaşanıyor. Öğretmenlerimize elbette hediye verelim ancak, devlet memuru maaşı alan bir öğretmene asgari ücretli bir babanın çocuğu ne hediye alabilir?

            Batı illerimizdeki okullarda sınıf annesi diye bir icat çıkarmışlar, öğretmenler gününde hediye olarak altın künye almayı uygun görmüşler, bak hele kendisinin üçte biri maaş alan işçinin çocuğu öğretmene altın künye için ailesinden nasıl para istesin. O öğretmen nasıl böyle bir hediyeyi kabul eder, bir çiçek veya daha sonra okul kütüphanesine bırakılmak üzere güncel bir kitap hediye edilse daha güzel olmaz mı?

            Sözün kısası, sevdiklerimize değer verdiğimizi gösterelim fakat bunu gösterirken illaki maddi bir şeyle olması gerekmemektedir. Kutladığımız bu özel günler, ölüm terleri döktüğümüz günler olmasın. Sevgimizin, saygımızın ve hoşgörümüzün daha da pekiştiği günler olsun.

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı