Advert
Yozlaşıyoruz
Aziz Budak

Yozlaşıyoruz

Reklam

Merhaba değerli okuyucularım,

                Ülkemizde gerçek gündemin ne olduğu veya ne olması gerektiği konusunda hem vatandaşlarımız hem de basın olarak bizler bu ayrımı maalesef yapamıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda Batman Hasankeyf'de 8 askerimizin şehit olduğu bazı basın yayın organlarında şarkıcı Demet AKALIN'ın eşinden boşanma hadisesi basınımızın gözde konusu oldu. Hani şehitlik bizim inancımızda peygamberlikten sonra gelen en yüce makamdı, şehitlerimizin hatırasına saygımız bumudur. 8 aile acının en büyüğünü yaşarken bizim gündemimizi ne meşgul ediyor.

                Halkımızda demek ki 8 şehit verdiğimiz o günlerde ve memleket olarak ekonomik krizle boğuşurken, magazin haberlerini takip ediyorlar ki sürekli basınımızın gündeminde abuk subuk haberler manşetten yayınlanıyor. Yada insan kendi kendine sormadan edemiyor, acaba birileri özellikle milleti duyarsızlaştırmak veya duygusuzlaştırmak için mi bu yollara başvuruyor. Gamsızın evi yanıyormuş yanıma bir parça ateş düşse de sigaramı yaksam demiş, bu atasözündeki gibi duyarsız bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz.

 

                İğneyi kendine çuvaldızı ele batır sözünden hareketle, habere konu olanda haberi yapanda içimizden birileri, ne acıdır ki kamu hizmeti yapan basın sektörümüzün siyasi, ideolojik ve menfaatkar tutumlarından dolayı basınımız hallaç pamuğu gibi paramparça oldu. Bu durumdan faydalanan o kadar çok kesim var ki, bu durumdan en büyük zararı gören kesim ise vatandaşımız ve biz basın mensuplarıyız.

                Halen ekonomik krizin en şiddetli bir şekilde hissedildiği günlerde aşağı mahalle yukarı mahalle diye ayrılan basınımız habercilik adı altında sabah kuşağında program yapan gazeteci arkadaşımız İsmail KÜÇÜKKAYA'nın aile meselesini günlerce manşetten haber yaptı. Habercilik bumudur. Biz birimizin hakkını hukukunu gözetirken bu kadar çaba harcamaz iken anlamsız bir ayrıştırma sonucu karşısında gördüğü meslektaşını ülkenin başka sorunları varken bu kadar uzun süre gündemde tutmaya anlam veremiyorum.

                Sarı öküz hikayesini herkse bilir, bir kere bölünmeye başladın mı bunun sonu gelmez. Kamu oyunu doğru ve zamanında bilgilendirmek gibi kamu görevini üstlenmiş olan basının dördüncü güç olma etkisi gider ve bazı menfaat kesimlerinin silahşorluğundan başka bir görevi kalmaz. Basın olarak doğruya doğru dememiz gerektiği kadar yanlışa da yanlış demeliyiz ve bunu derken de; meslek ahlakı sınırları içinde kalmayı da bilmeliyiz.

                Nasıl izah edeceğimi bilmiyorum son günlerde yaşanana çirkinlik mi diyeyim, edepsizlik mi diyeyim yada kanun tanımazlık mı diyeyim bunu siz değerli okurlarıma bırakıyorum, benim söyleyeceğime meslek ahlakım el vermiyor.

                Ülkemiz üzerinde oyunlar oynanırken her gün farklı bir senaryo karşımıza çıkıyor. ülkemizin turizm gelirlerinin artması için adalet, güvenlik, çağdaşlık konularında her türlü çabayı gösterirken, yine bir meslektaşımız olan Arap gazeteci KAŞIKÇI'nın durumu ülkemizin dünya arenasındaki güvenilirliğine adeta hançer sapladı. Meselenin gerçek nedeni nedir bilmiyorum ancak bu olumsuz durumdan en çok etkilenecek olan yine ülkemiz. Faili meçhul cinayetlerin ülkemiz ile beraber anılmasının ülke imajına vereceği zararı düşünemiyorum.

                Tüm bunlar yaşanırken hukuk adına olumlu bir gelişme diyeceğimiz rahip Brunson davası ile hukuk sistemimizin hiç bir gücün etkisi altında kalmadığı gösterildi ancak, bir çuval inciri heba edecek yeni bir gelişme hukuk sistemimize ve emniyet sistemimize çok büyük yaralar açtı.

                Hepinizin bildiği gibi bir dönem Milli takımda, Galatasaray'da, Barcelona'da ve halen Başakşehir kulübünde futbol hayatını sürdüren Arda TURAN'ın bir eğlence mekanında şarkıcı Berkay ile kavga etmesi ve kavga sonrası Arda TURAN'ın şarkıcının tedavi gördüğü hastaneye silahla gitmesi ve orada kanun ve kural tanımaz bir şekilde davranması.

                Hükümet sistemi değişikliğinin oylandığı referandum sürecinde "Güçlü bir Türkiye için bende varım" sloganıyla sözde ülkemizi düşündüğünü göstermişti. Neden sözde olduğunu açıklayacağım. Diğer taraftan Arda TURAN'ın nikah şahidi Cumhurbaşkanımız olmuştur. Şimdi düşünün Ülkenin Cumhurbaşkanı senin nikah şahidin olsun, sen kalk ülkenin hukuk sistemini, emniyet sistemini ayaklar altına alacak davranışlar içine gir.

                Düğünlerde havaya ateş açanları görmemiş veya kro olarak aşağılar iken, Avrupa görmüş en üst düzey kulüplerde futbol hayatını sürdüren birinin böyle pervasız davranmasının bir tek açıklaması olur. Param var gücüm var, kanunlarda emniyette bana bişey yapamaz demenin davranışa dönüşmüş halidir. İnsanda utanma, arlanma olur bir yanlış hareket yaparsam bana kefil olan, benim yanımda olan, içinde bulunduğum zümreye veya beni örnek alan milyonlarca gence kötü örnek olurum diye atacağı adımı düşünerek atması gerekmez mi?

                Paranın, şöhretin şımarttığı eğitimsiz ve kültürsüz kişilerden milli maçlarda milli ruhu sahaya yansıtmasını bekliyoruz, onlar daha insanlığı öğrenememiş ve insanlığı çevrelerine yansıtamıyorlar.

                Demek ki; adamlık siyasi sloganları paylaşmakla olmuyor, karşındaki kişiye karşı davranışlarınla oluyor.

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Şanlıurfa 2. sırada
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı
TÜİK, Yurt içinde 17 milyon kişi seyahate çıktı