Gezi; yaşadığınız şehirden, bölgeden ya da ülkeden farklı bir yere yapmış olduğunuz kısa, öğretici bir o kadar da keyifli seyahat olarak tanımlanabilir.

Yapılan her seyahat gezgine mutlaka bir şeyler öğretir, kazandırır. Farklı coğrafyaların kültürleri, tarihi yapıları, yaşam biçimleri, oyunları...

Gezilerimde mimari yapılar, tarihi eserler, doğal güzellikler önceliklerim arasındadır. Çünkü bunlar geçmişte yaşamış toplumların ve uygarlıkların yaşam biçimi ve gelişmişlik düzeyi hakkında ipuçları vermekle birlikte günümüzde o bölgelerde yaşayan toplumunda bunlara ne kadar değer verdiğini gösterir.

Özellikle Selçuklu ve Osmanlı mimari eserleri (cami, medrese, köprü, han, saray) mimaride görsel estetik, denge, plan ve ustalığın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Sütunlar, kapı girişlerindeki biçimsel formlar, tavan süslemeleri sanatsal düşüncenin, yaşam alanlarının şekillendirilmesinde önemli olduğu gerçeğini vurgulamaktadır. Geleneksel Türk sanatlarının mimaride sıklıkla kullanıldığı yapılar izleyiciyi görsel açıdan tatmin etmekle birlikte, duygusal anlamda da doyuma ulaştırdı söylenebilir. Mimari yapılar özellikle bitkisel motifler veya geometrik biçimler kullanılarak süslenir. Bitkisel motiflerin sıklıkla kullanılması cennet i tasvir etme çabasının yanında, yaşamın ve evrenin sürekliliğine de vurgu yapmaktadır. Çünkü süslemede kullanılan bitkisel motifler mimari yapının bir ucundan başlayarak, yapının diğer bölgelerinde devamlılık gösterir.

Geçmişte yaşam alanlarının şekillendirilmesinde sanatsal düşünce ve görsel estetik bu kadar önemli iken, günümüz teknolojisine rağmen mimari de görsel estetikten neden uzağız. Bu durum mimari ve diğer alanlardaki değerlerimizi kaybetmenin ötesinde geçmişimize olan ihanetin de göstergesidir.