Ressamların hayatındaki en anlamlı ve değerli zamanları açmış oldukları sergilerde tanıştıkları izleyicileridir. Hele ki bu izleyiciler sanata gönül vermiş ya da sanata yönelmeye başlamışsa bu şahane bir duygudur ressamlar için.
Bir sergi tabiki bir çırpıda izlenmez aslında. İzleyici resim karşısında durduğunda resimle bütünleşmeli, hatta o resmin bir parçası olmalı. Renkler, şekiller, çizgiler, lekelerle konuşmalı.
Geçen hafta açmış olduğum Anadolu'dan Bize Kalanlar isimli sergi Şanlıurfa da açmış olduğum 2. Kişisel sergim. Diğer şehirlerde açmış olduklarımı eklersem 10' u geçmiştir. Benim için bir sergide önemli olan bilinçli izleyicidir. Bilinçli izleyiciden kastım, eserleri teker teker inceleyen, resimlerle ilgili soran, sorgulayan, sanat konusunda bilgilenen...
İzleyici sanat eserinin hangi özelliklere sahip olduğunu öğrenmeli, renk, şekil, leke ve çizgilerin neyi ifade ettiğini bilmeli, ya da görsel açıdan estetik olup olmadığını bilmeli. Bu durum aslında toplum olarak sanat konusunda ne kadar bilinçli olduğumuzun göstergesidir. Ancak şunu ifade etmem gerekir ki iş burada sanat eğitimcileri ve sanatçılara düşmektedir. Velhasıl anlatmalıyız, yorulmadan, pes etmeden.