Advert
Advert
1O K A S I M 2025
Aşir Kayabaşı

1O K A S I M 2025

Reklam

Ölümüyle, dünya bir dahi Önderini, Türk Milleti en seçkin ve kahraman

Evladını, insanlık da ileri görüşlü ve korkusuz bir savaşçısını kaybetmiştir.”

General Mc. ARTHUR

Her On Kasım’da, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının yürek burukluğu, kısa bir an sonra onun evrensel düşüncesi hatırlanınca geleceğimize olan güven, gönül erdemine dönüşerek, düşünce ufkumuz genişler, içimizdeki fırtına diner, biz susarız adeta O konuşur. Bu arada General Mc. ARTHUR veya birçok dünya liderinin Atatürk hakkında söylediklerine kulak verince, acaba bizde bir şeyler söyleyebilir miyiz? derken, söze Mustafa Kemal’in Başkomutanlığına! gelince düşünce deryasına dalarız.

Ulusal Kurtuluş Savaşı başlatıldığında karamsar olanlarla ülkenin içinde bulunduğu durumu Amerikalı bir gazetecinin mütaalâtıyla tenvir edelim:

Yedi sene Türkiye’de kaldım, üç senemi Balkanlarda, dört senemi de Anadolu’da geçirdim…. Bu insanlar bizim elemlerimizden bir şey anlamıyor. Zira köylerinin hacetinden bahsettik mi, derhal kaçıyorlar, dinlemiyorlar. Bütün gençler Yemen’de, Rumeli’de öldüler. Yemen’e giden redif taburlarından beş kişi avdet etmiyor. Hâlâ bu ne için böyle, diyen yok olduğu gibi sebebini sorduğumuz zaman da cevap veren yok! Sebebini ise dinleyene tesadüf edemezsiniz…”

Bu insanlar ne için böyle görünüyorlar? Beni kaç sene düşündüren bu meseleye hallederken şu düşünceye geldim: Türklerde kabile hayatı yoktur, Türk hükümeti kabilenin “arasında değil” önünde tessür eder, Türk onun hafızasıdır. Selçuk hükümeti böyle idi. Osmanlı hükümeti ise, kabilenin önünden uzaklaşmıştır…

Halbuki ailesi içinde yalnız yaşamayı bilen Türk, tenkisî bir hükümete muhtaç değildir. Ancak akın ve istila devirlerinde bir reis-i hükümet ister ki o da mevcuttur. Zira o ihtiyacın istifası zamanında derhâl bir kumandan görünür. Atilla, Cengiz, Timur, Hülagu birtakım adsızlardır ki, ani bir surette görünmüşlerdir.”1. der.

Atatürk, bu dahi insan ilerisini nasıl görüyordu? neyine ve kime güveniyordu soruları hala bazı kafaları karıştırıyor. Çünkü bu işler kolay bir iş değildi. O günlerde içinde bulunulan durumda insanlar eğitimsiz ve çaresiz bırakılmıştı, ancak çalışkandı, İşte Atatürk bu çalışkan insanlara güveniyordu;

Osmanlı Padişahlarının çevresini ablukaya alan yavuz zihniyetli saray çevresi, bu devleti kuranları “Reaya, sürü veya kaba Türk” diye kul sayarken, bu insanlar Ulusal Kurtuluş Savaşını nasıl kazanacaklardı ve Atatürk bu insanları kulluktan kurtarınca, acaba nasıl bir yurttaş olacaklardı. İşte bu dönüşümü ve Atatürk’ü daha iyi anlamak için Onun evrensel sözlerine kulak vermemiz gerekmektedir.

Bir defa Atatürk düşüncesinde insan onuru en büyük bir değer olduğundan Çanakkale Savaşı sonrası vefat eden Anzak askerlerine; “Sizler Mehmetçikle Koyun Koyuna Rahat Uyuyun” derken, aynı erdemliliği İzmir’in işgalden kurtarılmasını müteakip, “Yunan Bayrağını yakmak isteyen vatandaşları engelleyerek, Bayrak bir Milletin bağımsızlık alameti onurudur. Düşman da olsa hürmet etmek lazımdır.” demekle günümüzdeki liderlerin düşünemediği bu insani öngörüyü nasıl düşünmüştü. Savaş heyecanını dizginleyen erdem ne idi?

Atatürk neden Yunan bayrağını çiğnetmemiştir. İşte bütün bunlarda Atatürk’ün, ulvi düşüncesinin insan onurundan yana oluşu ve insanlığa hizmet eden emeğe saygısı vardır. Bu nedenle Atatürk, Türk’ün şu Bey’i veya şu Padişahı dememiş, “Hayatta En Hakiki Mürşit Bilimdir Fendir.” ve “İstikbal Göklerdedir” demekle çağdaş muasır medeniyet yolunu göstererek sözlerine şunları eklemiştir.

Ulusun kurtarılması için başlattığı Ulusal Kurtuluş Savaşı sonunda kurduğu Cumhuriyet’te Osmanlı’nın kendi milletine reaya, sürü, kaba dediği, Kurtuluş Savaşı kahraman insanlarına bu sözü yakıştırmayıp, Osmanlı sarayında, padişahı kimliğinden soyutlayarak, “çevir kaz yanmasın padişah uyanmasın” nakaratıyla da uyutarak, kuyusunu kazan, değişik etnik kökenden saray çevresine sızmış olanlara tepki olarak, Atatürk hor görülenler için “Köylü Milletin Efendisidir.” Diyerek, cevap vermiştir.

Ulusal Kurtuluş Savaşının başında ve sonunda İngiliz Başbakanı Loyd GEORGE? şu kararı almak ve Mustafa Kemal’in erdemini şöyle dile getirmek zorunda kalmışlardır:

Nerede Başbakan Loyd GEORGE? bize ne söz verdi, netice ne oldu? Hazineden büyük paralar alıp bizi boş yere masrafa soktu. Hani boğazlar bizim olacaktı, Anadolu paylaşılacaktı? Hiçbiri olmadı bu başarısızlığın hesabını bize versin. Bu sözler üzerine Lyod GEORGE kürsüye gelir ve;

Asırlar pek nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakınız ki o dahiyi asrımızda Türk Milleti yetiştirdi. Mustafa Kemal’in dehasına karşı elden ne gelir diyerek kürsüden inip istifasını verir.”

Başkomutan Atatürk’ün asıl dehası yoksul bir Ulus’u kurtarması ve ayağa kaldırmasıdır ki,

Mustafa Kemal hakkında Rus Genelkurmayının görüşü ise şudur: “Büyük Türk Komutanlarının halk tarafından en çok saygı görenidir. Cesur, muktedir, azimkâr ve azami derecede müstakil fikir sahibi olup, herkes tarafından itibar görmektedir. Şöhretini Bingazi’deki başarıları ile kazanmıştır. Çanakkale’de iki defa durumu kurtarmıştır.”3. der.

Bu söz “er” kişilerin söyleyeceği erdemli sözlerdir. Alevi-Bektaşi inancında “ere kılıç çekilmez”, “yiğidi öldür, ancak hakkını yeme” deyimine inanan, Urfa kısas köyü cem evindeki Atatürk portresinin altına kurşun kalemle “er eri tanır” deyimi yazılır.

“Mustafa Kemal Atatürk, “Napolyon” zaferleri” sözünü andıran şekilde, “Atatürk zaferleri” denmesinden hoşlanmazdı. “Atatürk İnkılâpları” sözünü reddeder, “Türk İnkılâbı” sözünün kullanılmasını ısrarla isterdi. Bütün başarıları milletine mal etmekten zevk duyardı.”4

Mustafa Kemal, “31 Ağustos 1922 sabahı savaş alanını gezerken binlerce ölüyü gören ve yaralıların inlemesini dinleyen Atatürk ellerini açmış şehitlerimize Fatiha okumuş ve şöyle dua etmiştir:

Yâ Rabbi bana suç yazma, beni ölülerin sorumlusu yapma. Yunanlılar yurduma girdi. Milletimin namusuna saldırdı. * Türklüğü ve sana inanan, dua eden Müslümanlığı yok etmek istediler. Yurdumu kurtarmak için bu savaşı yaptırdım.

Beni istilacı kumandanlarla bir tutma! Türk Milletinin Kurtuluş Savaşı’nda dökülen kanlardan dolayı beni affet.”5. der.

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu lideri ve ilk Cumhurbaşkanı Atatürk 10 Kasım 1938’de ebediyete intikal ettiğinde; İtalyan Radyosu öldüğü gün: “Sezar, İskender, Napolyon ayağa kalkın, büyüğünüz geliyor.” anonsu yapar

Atatürk’ün dünya savaş tarihinin en iyi komutanı olduğu, bu yedi sözcükle anlatmıştı. Sezar, İskender, Napolyon kıskanmışlar mıdır bilinmez ama Atatürk’ün önünde büyük bir saygıyla eğilmişlerdir.”6.

İşte o acılı günlerde, ulusal kurtuluş savaşında ülkenin “yedi düvel” tarafından işgalinde teslimiyetçi politika izlemeyen, savaş sonrası “Yurtta sulh, cihanda sulh” u öngören Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla yad eder, aramızdan ayrılışının 87. yıl dönümünde “Ruhu Şad Olsun.”

*****

1- Prof. Cons Mol, “Anadolu’da Türkiye Yaşayacak mı? Yaşamayacak mı?”, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2008, s.30-31-32

2- Müslüm Akalın, “Urfa Mutasarrıfı Şehit Nusret Bey’in Savunması”, Şurkav Yayınları, Ankara, 1992, s.10; Biyoğrafi, Mücellitoğlu Ali Çankaya’nın Mülkiye ve Mülkiyeliler Tarihi’nden aktarılmıştır.

3- Şevket Beysanoğlu, “Anıtları ve Kitabeleri İle Diyarbekır Tarihi”, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Yayınları, Ankara, 1996, s.777; M. Larsen, Büyük Harpte Türk Harbi, C. II, Çev. Kaymakam Bursalı Nihat, Matbaa -yı Askeri, İstanbul, 1928, sf.133

- Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu, “Akılcı, Bilimci, Gerçekçi Yol”, Atatürk Yolu, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1995, s.XVII; * Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt:2, s.214.

5- Kahraman Yusufoğlu, “Hayatın İçinden Türkçe Dualar”, Yılmaz Kitabevi, İstanbul, 2011, s.121-122

6- Naim Babüroğlu, “Kemalyeri”, Asi Kitap: Yayınları 58, Barış Matbaacılık, İstanbul, 2018, s.190

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
ŞANLIURFA TARİHİ (GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ŞANLIURFA ADI NEREDEN GELDİ?)
ŞANLIURFA TARİHİ (GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ŞANLIURFA ADI NEREDEN GELDİ?)
ŞANLIURFA VE ŞANLIURFA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ TANITIMI
ŞANLIURFA VE ŞANLIURFA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ TANITIMI