Urfa Çağdaş/ 

Aswad, Türkiye’de yaşanan 15 Temmuz olayları için “bizlerde ülkemize sahip çıksaydık şu an kendi evimizde olurduk” dedi.

Suriye’deki iç savaştan önce nasıl bir yaşantınız vardı?

Ben Suriye’nin Halep kentinden mülteci olarak çıkış yaptık. Savaştan önce güzel bir hayatımız vardı. Ben 9 yaşından beri matbaalarda işçi olarak çalışıyordum. Babam vinci şoförlüğü yapıyordu, Bir kardeşim fayans ustası olarak çalışıyordu mutlu bir aile hayatımız vardı.

Suriye’deki savaşın hayatınızdaki etkileri neler oldu?

Savaş ilk önce Halep sakin bir yerdi. Daha sonra savaş Halep’e de sıçrayınca yaklaşık 2 yıl daha Halep’te yaşamaya başladık, sonra savaş şiddetlendi, bizim mahalle bombalandı. Biz 25 arkadaş olarak Kilis’ten Türkiye’ye giriş yaptık. Annem ve Babam şu an Suriye’de zor şartlar altında yaşamaya çalışmaktalar. Başka mahalleye taşındılar. Kardeşim orada çalışıyor annem ve babama bakıyor. Bir kardeşimden ise halen haber alamadık ne yapar, ne eder bilemiyoruz. Göç yaşamımızın bir parçası haline geldi. Suriye’deki çatışmalar nedeniyle Türkiye’ye geçişler çoğaldı.

Suriyeden kaçarak Urfa’ya geldiniz nasıl zorluklar yaşadınız

İlk Önce Kilis’e geldik, sonra Urfa’ya ev yok, kiralar pahalı 25 kişi 2 odada kaldık. Banyo yok, mutfak yok. Ben kardeşim ve 2 kaynımla beraber geldik, bize Urfa’da birisi yardım etti. Bana iş verdi sonra başka bir işe gönderdi. Halen burada çalışıyorum. Şanlıurfa’nın şartlarına alıştım, Suriye’den nişanlımı da buraya getirdim Urfa’da evlendim, 1 çocuğumuz burada oldu. Mutlu bir hayat yaşıyoruz burada.

Biz diğer Suriyeli mültecilere nazaran daha şanslı bir aileyiz aslında. Bir kardeşim Urfa’da bir kardeşim İstanbul’da, buraların yaşam koşullarına alıştığımız için çok problemle karşılaşmıyoruz.

 

 

Türkiye’de tanıdıklarınızla iletişiminiz var mı

Tanıdıklarımızla fazla iletişimimiz yok, Watshapp, Telefon ve Facebookla iletişim kurmaya çalışıyoruz. Göçler daha çok Kilis, Şanlıurfa, Hatay, Mersin ve Gaziantep şehirlerine yapılıyor. İstanbul başı çekiyor.

Dilini bilmediğiniz bir ülkede yaşamak zorunda kalmak ne gibi sıkıntılara yol açıyor?

Türkiye’ye geldiğimde bir kelime dahi Türkçe bilmiyordum. Şartlar zordu. İlk çalıştığım yerde el-kol işaretleriyle anlaşıyorduk. Daha sonra bir arap arkadaş geldi tercümanlık yaptı. Bana yavaş yavaş Türkçe öğretti. Şu an kendimi ifade edecek kadar Türkçe konuşuyorum. Bana üç gün otobüse binip nasıl kart basacağımı öğrettiler. Çalıştığımız yerde Türkçe bilmediğimizden dolayı ücretlerimiz dahi düşük oluyordu. Türkçeyi mecburen alıştım. Dil bilmek öncelikli sorunumuzdu. Bir dil bir insan demek doğru sözmüş.

Suriyeli mülteci işçilerin Türkiye’de sıkıntıları var mı?

Türkiye de çok zorlanıyoruz. Öncelikle dil sorunundan dolayı, Türkiye’de hayat pahalı ev kiraları pahalı. Ben çalışıyorum Allaha şükür idare ediyorum. Ama, Ailem Suriye’de aklımız onlarda. Bir çok arkadaşımız iş bulamadıklarından dolayı büyük sıkıntı yaşıyorlar.

Suriyeli kadınların yaşadığı sorunlar nelerdir?

Kadınların en büyük sorunu kendileri burada ancak anneleri ve babaları Suriye’deler bu durum kadınları büyük oranda etkiliyor.

Suriye için uluslararası yardım kuruluşlarından yardım alıyormusunuz

Ben üç yıldır buradayım kimse bana yardım etmedi. Yardım kuruluşları daha çok kendi tanıdıklarına yardım ediyorlar. Gerçek anlamda bir çabaları yok hepsi göstermelik.

15 Temmuz olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben ilk günü kendi kendime ben Suriye’ye gitmeye karar verdim. Sonra baktım halk sokağa döküldü. Darbeyi bastırdı. Kendi kendime şunu dedim. Türk vatandaşlarına helal olsun dedim. Bizlerde ülkemize sahip çıksaydık şu an kendi evimizde olurduk. Türk halkının göstediği bu cesaretten dolayı kutluyorum.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Teşekkür ederiz.

Röportaj: Aziz Budak