Fatma Keber- Urfa Çağdaş
Özel Bir Tıp Merkezi’nde görev yapan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Hekimi Nöralterapi Uzmanı Doktor Mehmet Şakir Kaya, Günümüzde sağlık problemlerimiz çocukluk dönemine kadar indiğini söyledi.
Dr. Kaya, Gazetemize yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
Bağırsak problemleri ve alerjik hastalıklarla hayat serüvenine başlayanlarımız hiç de az değil. 20’li yaşlarda baş-boyun ağrıları, 30’lu yaşlara gelince ise bizi ilaçlara mahkûm eden diğer hastalıklar tavana vurdu.
Nedir bu hastalıklarla yaşamak zorunda kalmamıza sebep? Geçmişten günümüze neler değişti?
Son 50 yılda, tam bir üretim, beslenme ve hayat tarzı değişikliğine maruz kaldık. Beslenme alışkanlıklarımız ve Stres başta olmak üzere; Hareketsiz yaşam, Sporsuzluk, Elektromagnetik alanlar, yüksek frekans dalgaları, ağır metal yüklenmeleri, homotoksikolojik yükler, İlaçlar ve daha birçokları.... Her şeyi çok hızlı yaşamaya çalışıyoruz. Bu hız içerisinde de sağlıklı olabilmeyi ihmal ediyoruz. Yapmamız gerekenler hiç bitmiyor. Sadece tehdit ve savaşlarda uyarılması gereken sinir sistemimiz(stres), eğitim sistemimizle başlayarak, çocukluğumuzdan itibaren uyarım halinde kalıyor. Dolayısıyla bedenimiz rahatlayıp tamirat ve tadilata gidemiyor. Yeme alışkanlıkları ve hayat tarzı değişiklerimizin de bedenimize yük oluşturmasıyla, Ağrı ve hastalıklarla yaşamaya mahkûm oluyoruz. Eskinin yiyeceklerini bir kenara attık. En temel yiyeceğimiz ekmek bile inanılmaz bir değişime maruz kaldı. Öyle ki son yüzyılda 15 milyon yeni kimyasal üretildi. Bilinçsizce ve satılabilen her şeyin üretilmesi gibi bir çılgınlıkla karşı karşıyayız. Sağlıklı olarak düşündüğümüz yiyeceklerimize bile bin bir türlü yabancı madde kullanılıyor ve ülkemizde bu yabancı maddelerin denetimi hiç yeterli değil. Dolayısıyla toplumsal olarak sağlığımızı koruyabilmek çoğu zaman imkânsızlaşıyor. İşte bu sağlık problemlerimiz de böyle başlıyor. Ağrılarımıza ve diğer problemlerimize hastanelerde sadece şikâyetlerimizi yatıştırıcı ilaçlar verilebiliyor. Ve bize yapılabilecek başka bir şey yok deniyor. Artık problemlerimizin ağrı kesici ya da depresyon ilacı kullanarak çözülemediği, herkes tarafından kabul edilmeye başlanıyor diye düşünüyorum. Dolayısıyla işe problem oluşturan dış ve iç etmenlerin belirlenip uzaklaştırılması, eksik maddelerin yerine konması ve bedeni tekrar toparlayacak dengeleyici, düzenleyici ve bütüncül tedavi seçeneklerinin modern tıp tedavileriyle beraber kullanılması, iyileşebilmemiz ve en önemlisi sağlığımızı korumak için zorunlu olmaktadır. Hastalıklar birçok sebebin bir arada bedeni zorlayıp oluşmasıyla beraber; bir hastalık, herkeste aynı sebeplerden dolayı da oluşmuyor. Hastalıkların kişilerde oluşum süreci kişilerin yaşamlarındaki ruhsal, fiziksel ve metabolik süreçlerle şekilleniyor. Bu kompleks hastalık oluşumu, benzer etmenlerle oluşmuş da olsalar, farklı hastalıkların oluşmasına da yol açabiliyor. Dolayısıyla tedavi aşamasında hastalık isimlerinden çok, kişiye özgü öncelikli hastalık etmenlerine çözümler bulmaya çalışmak çok daha kalıcı tedaviler sağlayacaktır. Dolayısıyla tekrar iyileşebilmemiz için de ‘hastalıklara bütüncül bakan’ tıp hekimlerinin yönlendirmelerine ve tedavi yöntemlerini uygulamak zorundayız.
